Başında sö olan 5 harfli 22 kelime var. Sö ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sö olan kelimeler listesine ya da sonu sö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÖKÜŞ
-
-
[isim]
Sökme işi veya biçimi
-
[isim]
Sökme işi veya biçimi
- SÖKÜN
-
-
[isim]
"Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
- "Bir geniş bayırdan oynak Çerkez atları sökün etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
"Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek" anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer
- SÖZLÜ
-
-
[sıfat]
Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı
- "Sözlü sınav."
-
[isim]
Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu
-
[sıfat]
Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı
- SÖKÜM
-
-
[isim]
Sökme işi
- "Pancar sökümü."
-
[isim]
Sökme işi
- SÖZCÜ
-
-
[isim]
Bir kurul, bir topluluk veya kişi adına söz söyleme, onun düşünce ve davranışlarını savunma yetkisi olan kimse
- "Kongrede bunların beş yüz sözcüsü bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
Bir komisyonun verdiği kararların gerekçesini kaleme alıp genel kurul karşısında savunmakla görevlendirilen üye, raportör
-
[isim]
Bir kurul, bir topluluk veya kişi adına söz söyleme, onun düşünce ve davranışlarını savunma yetkisi olan kimse
- SÖNÜK
-
-
[sıfat]
Sönmüş olan
- "Ağızlarında iki sönük sigarayla duran iki kız..." (Çetin Altan)
-
Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
-
Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
- "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sönmüş olan
- SÖNME
-
-
[isim]
Sönmek işi
-
[isim]
Sönmek işi
- SÖĞÜT
-
-
[isim]
Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)
-
[isim]
Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)
- SÖKEL
-
-
[sıfat]
Sakat (kimse), malul
-
Güçsüz
-
Hasta
-
[sıfat]
Sakat (kimse), malul
- SÖZCE
-
-
[zarf]
Söz bakımından
-
[zarf]
Söz bakımından
- SÖLOM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Orta derinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel vücut boşluğunu oluşturan oyuk
-
[isim]
Orta derinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel vücut boşluğunu oluşturan oyuk
- SÖZDE
-
-
[sıfat]
Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
- "Sözde bilgin."
-
[zarf]
Sözüm ona, sanki, güya
- "Yazı yazmakta o kadar tembelim ki sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen
- SÖKÜK
-
-
Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
- "... teyzem buraya haftada üç defa sökük ve düğme dikmeye, çamaşırları tamir etmeye gelirdi." (Peyami Safa)
-
Dikişi sökülmüş veya örgüsü çözülmüş
- SÖNÜŞ
- ...
- SÖKME
-
-
[isim]
Sökmek işi
- "Dikmenin vakti ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sökmek işi
- SÖVEN
-
-
[isim]
Büyük sopa
- "Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven."
-
Çit yapmakta kullanılan büyük kazık
-
[isim]
Büyük sopa
- SÖNÜM
-
-
[isim]
Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa
- "Bir sarkaç salınımının sönümü, içinde bulunduğu ortamın direncine bağlıdır."
-
Bir borcun her yıl ödenen taksitlerle belli bir zaman sonunda ödenmiş olması, itfa
- "Bir borcun sönümü için her yıl verilmesi gereken taksit, vade uzunluğuna, ana borca ve faiz fiyatına bağlıdır."
-
[isim]
Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa
- SÖVÜŞ
-
-
[isim]
Sövme işi veya biçimi
- "Ama sıtma doktoruna değil, kendisinedir bu sövüş." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Sövme işi veya biçimi
- SÖZEL
-
-
[sıfat]
Sözle ilgili, söze dayanan
-
Sosyal konuları kapsayan (sınav)
-
[sıfat]
Sözle ilgili, söze dayanan
- SÖVME
-
-
[isim]
Sövmek işi, sövgü, küfretme
-
Bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı
-
[isim]
Sövmek işi, sövgü, küfretme