Sonunda stü olan 30 kelime var. STÜ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde stü olan kelimeler listesine ya da başında stü olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ELTİELTİYEKÜSTÜ
PARTİLERÜSTÜ
BAYRAMÜSTÜ, GERÇEKÜSTÜ, İKİNDİÜSTÜ, KALBURÜSTÜ, LİSANSÜSTÜ, NORMALÜSTÜ, OLAĞANÜSTÜ, RÜZGARÜSTÜ, TABİATÜSTÜ
AKŞAMÜSTÜ, BİREYÜSTÜ, DENEYÜSTÜ, İNSANÜSTÜ, YAŞAMÜSTÜ
ARKAÜSTÜ, AYAKÜSTÜ, DOĞAÜSTÜ, DUYUÜSTÜ, MASAÜSTÜ, ÖĞLEÜSTÜ, SIRTÜSTÜ, TEPEÜSTÜ
BAŞÜSTÜ, DİZÜSTÜ, KIÇÜSTÜ, SUÇÜSTÜ, YOLÜSTÜ, YÜZÜSTÜ
S T Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SÜT, ÜST
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELTİELTİYEKÜSTÜ
-
-
[isim]
Bir tür bitki
-
[isim]
Bir tür bitki
- PARTİLERÜSTÜ
- ...
- LİSANSÜSTÜ
- ...
- İKİNDİÜSTÜ
-
-
İkindiye doğru, ikindiüzeri
-
İkindiye doğru, ikindiüzeri
- TABİATÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Doğaüstü
-
[sıfat]
Doğaüstü
- NORMALÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Olağan dışı
-
[sıfat]
Olağan dışı
- OLAĞANÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
- "Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade
- "İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış." (Kemal Tahir)
-
Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade
- "Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
- BAYRAMÜSTÜ
-
-
[zarf]
Bayrama yakın
-
[zarf]
Bayrama yakın
- GERÇEKÜSTÜ
-
-
[isim]
Gerçeği aşan, gerçeğin üstündeki gerçek, sürrealite
-
[isim]
Gerçeği aşan, gerçeğin üstündeki gerçek, sürrealite
- RÜZGARÜSTÜ
- ...
- KALBURÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- "Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir." (Haldun Taner)
- "Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Değerli, güzel
- "Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur." (Haldun Taner)
-
Başarılı
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- DENEYÜSTÜ
-
-
Deneyle kazanılması imkânsız, akılla ilgili olan bilgi, transandantal
-
Deneyle kazanılması imkânsız, akılla ilgili olan bilgi, transandantal
- YAŞAMÜSTÜ
-
-
[sıfat]
İnsan ömrünü aşan
- "Felsefeyi yaşamüstü yükseklere ulaştıran, çığır açıcı büyük filozof Platon..." (Azra Erhat)
-
[sıfat]
İnsan ömrünü aşan
- İNSANÜSTÜ
-
-
[sıfat]
İnsan gücünü ve yeteneklerini aşan, fevkalbeşer
- "Hasan, onun için isteklerine boyun eğilir, ölünceye kadar ayaklarının altında yaşamış, insanüstü bir erkekti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
İnsan gücünü ve yeteneklerini aşan, fevkalbeşer
- BİREYÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Tek bir bireyi aşan
-
Genellikle fertlerin çevresini aşan, bireylerin bilincinden bağımsız olan
-
[sıfat]
Tek bir bireyi aşan
- AKŞAMÜSTÜ
-
-
[zarf]
Güneşin battığı sıralarda, akşama doğru, akşam yaklaşırken
- "Akşamüstü iki çikolatayı geveleyiverdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Güneşin battığı sıralarda, akşama doğru, akşam yaklaşırken
- ÖĞLEÜSTÜ
-
-
[zarf]
Öğleye yakın zamanda, öğleüzeri
- "Öğleüstü güreş başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Öğleye yakın zamanda, öğleüzeri
- SIRTÜSTÜ
-
-
[zarf]
Sırtı yerde olmak üzere
- "İkide bir kendini sırtüstü saman dalgalarının içine atarak yüzme taklidi yapıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sırtüstü yatıp gözlerinizi kara bir bezle bağlayın." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Sırtı yerde olmak üzere
- DUYUÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Duyularla verilmeyen
-
Algılama yoluyla değil, düşünme ile kavranan
-
[sıfat]
Duyularla verilmeyen
- AYAKÜSTÜ
-
-
[zarf]
Oturmadan, ayakta durarak
- "Makasçı, ayaküstü bana gayet basit kelimelerle bir dram anlattı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kısa sürede, acele olarak, ayaküzeri
-
[isim]
Hazır yemek
-
[zarf]
Oturmadan, ayakta durarak