Başında so olan 5 harfli 44 kelime var. So ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde so olan kelimeler listesine ya da sonu so ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında so bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SONLU

  1. [sıfat] Sonu olan, bitimli
    • "Zamanın sonlu ve sonsuz akışları içinde iki yıl, kısa bir süredir." (Ahmet Cemal)
  2. Sonu olan, sonsuz olmayan

SOKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kısa çorap

SOLUŞ

  1. [isim] Solma işi veya biçimi

SOKAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol
    • "Biraz sonra şehrin bütün sokaklarında süvariler dörtnala koşmaya başladılar." (Ömer Seyfettin)
    • "İnsanı kolundan tutup sokağa atmazlar." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Her zaman, saat on bir buçuk dedi mi kadın erkek, kol kola sokağa dökülürlerdi." (Peyami Safa)
    • "Ben böyle şeye gelemem efendim... Ben canımı sokakta bulmadım efendim." (Reşat Nuri Güntekin)

SOYUM
...
SORUN

  1. [isim] Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem
    • "İskemlesinde sıkıntıyla kıpırdanarak iç geçirdiğini duydum, sorun çıkarmaya başladığımı düşünüyordu." (Ahmet Ümit)
  2. Sıkıntı veren durum, dert

SOYMA

  1. [isim] Soymak işi

SOĞAN

  1. [isim] Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki (Allium cepa)
  2. Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü

SONDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Suyun herhangi bir noktadaki derinliğini ölçmek, dip tabakaların yapısını incelemek için kullanılan araç
  2. Bir boşluğun içini yoklamaya yarayan uzunca ve ucu küt demir araç
  3. Vücudun içinde birikip dışarı atılamayan sıvıyı çekmek için kullanılan araç

SOFRA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
    • "Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hanımlar sessiz hareketlerle ortaya iki sofra kurmuşlardı." (Aka Gündüz)
  2. Birlikte yemek yiyenlerin tümü
    • "Bizim sofra çok şendir."
  3. Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası
    • "Bir gün sofra masasının altına saklanmıştım da beni bir türlü bulamamıştın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm
  5. Anüs
    • "Çocuğun sofrası dışarı fırlamış."

SOKMA

  1. [isim] Sokmak işi

SOLCU

  1. Sol görüşlü partilerin yandaşı olan (kimse)

SOMON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Som (III)

SOKUM

  1. [isim] Lokma
  2. Yufka ekmeğinden yapılan dürüm

SOLMA

  1. [isim] Solmak işi

SOKRA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık

SORGU

  1. [isim] Sorma işi
    • "Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek." (Atilla İlhan)
    • "Hayalimde polislerin beni karakola sürüklediklerini ve sıkı bir sorguya çektiklerini görüyordum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Ceza muhakemeleri usul kanununa göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, istintak

SORTİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik tesisatında lamba veya fiş konacak kolların her biri
    • "Bu evde yirmi sorti vardır."
  2. Çıkış

SOMUN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Yuvarlak ve şişkin ekmek
    • "Çocuk işe başlamadan Şaban amca bir çanak yoğurtla bir yarım somunu getiriyordu." (Halide Edip Adıvar)

SOYLU

  1. [sıfat] Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil
    • "Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir." (Necati Cumalı)
  2. İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil
    • "İzmir'in varlıklı ve soylu ailelerinden birinin tek erkek çocuğu." (Tarık Buğra)
  3. Saygı uyandıran, yücelik taşıyan
    • "Japonların soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Soyu iyi nitelikli olan, iyi cins soydan gelen (at vb.)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü