Sonunda siye olan 13 kelime var. SİYE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde siye olan kelimeler listesine ya da başında siye olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÖLDÜRESİYE
KAŞPUSİYE, KIRTASİYE, TAHLİSİYE
CÜLUSİYE, ELMASİYE, POLİSİYE, VERESİYE
GLASİYE, MERSİYE, ÖLESİYE, ŞEMSİYE, TAVSİYE
E S Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
YEİS
3 Harfli Kelimeler
İSE, İYE
2 Harfli Kelimeler
ES, EY, İS, SE, Sİ, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖLDÜRESİYE
-
-
[zarf]
Öldürürcesine
- "Zilzurna sarhoş gelir, gık diyeni öldüresiye dövermiş." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Öldürürcesine
- KIRTASİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Defter, kâğıt, kalem, mürekkep vb. yazı araç ve gereçlerinin bütünü
-
Kâğıtla yapılan işlemler
-
[isim]
Defter, kâğıt, kalem, mürekkep vb. yazı araç ve gereçlerinin bütünü
- TAHLİSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurtarma, can kurtarma
- "Bir tahlisiye teşkilatı ve nizamnamesi yapmalıyız fikrindeyim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kazaya uğrayan gemilerin yolcularını ve gemi adamlarını kurtarma işi
- "Kaptan da dâhil olmak üzere diğer beş kişi, sahil tahlisiye grubunun bütün aramalarına rağmen bulunamadı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kurtarma, can kurtarma
- KAŞPUSİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hafif üstlük
- "Ben güya, kaşpusiyelere bakarken Ayşe Hanım da camdan dışarıyı kolluyordu." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Hafif üstlük
- POLİSİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Konusu polisin ilgilendiği alanlarda olan (olay, roman, film vb.)
- "Bu öyküleri polisiye tekniği açısından gözden geçirmeden içinin rahat etmeyeceği ortadaydı." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Konusu polisin ilgilendiği alanlarda olan (olay, roman, film vb.)
- VERESİYE
-
-
[zarf]
Karşılığı sonra ödenmek üzere, peşin karşıtı
- "Bunların içinde Nihat'a istediği kadar veresiye alabileceğini söyleyenler de var." (Peyami Safa)
- "Mütemadiyen veresiye veriyor ve müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik'e dert yanıyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Özensiz, gönülsüz, önem vermeden
- "Çok veresiye iş görüyor."
-
[zarf]
Karşılığı sonra ödenmek üzere, peşin karşıtı
- CÜLUSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hükümdarların cülus törenlerinde dağıttığı bahşiş
-
Şairlerin tahta çıkan padişah için yazdığı şiir
- "Tevfik Fikret, Abdülhamit için bir cülusiye yazmışmış." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Hükümdarların cülus törenlerinde dağıttığı bahşiş
- ELMASİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte
-
[isim]
Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte
- TAVSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğütleme, yol gösterme
- "Doktorların tavsiyesini yerine getirmek için de yürüye yürüye evine vaktinde yetişir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Poliklinikteki doktor kendisine her sabah aç karnına incir yemesini tavsiye etmişti." (Haldun Taner)
-
Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans
- "Bir an İstanbul'a değilse bile Ankara'ya kadar gitmesini tavsiye ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Öğütleme, yol gösterme
- ÖLESİYE
-
-
[zarf]
Ölecek kadar
- "Yusuf Efendi seni ölesiye seviyor Feride, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Ölecek kadar
- ŞEMSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya
- "Camın dışından şemsiyeleriyle geçen insanları seyre daldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Genellikle plajlarda, bahçelerde kullanılan büyük güneşlik
- "Plaj şemsiyesi. Bahçe şemsiyesi."
-
Aynı noktadan çıkan eşit uzunluktaki sapçıkların ucunda bulunan çiçek topluluğu
-
[isim]
Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya
- GLASİYE
- ...
- MERSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağıt
-
[isim]
Ağıt