Başında si olan 5 harfli 55 kelime var. Si ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde si olan kelimeler listesine ya da sonu si ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında si bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİLME
-
-
[isim]
Silmek işi
-
[zarf]
Ağzına kadar dolu, sıvama, lebalep
- "O çağlarda saraylar, konaklar, yalılar silme cariyedir." (Salâh Birsel)
-
Baştan aşağı, tam olarak, tamamen
-
Duvar, tavan vb. yerlerde yapılan kabartma kenar
-
[isim]
Silmek işi
- SİNOP
- ...
- SİKKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Madenî para
-
Madenî paralara vurulan damga
-
[isim]
Madenî para
- SİNEK
-
-
[isim]
Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı
- "Elverişli durumların kokusunu hemencecik alıyor, sinekten yağ çıkartmasını biliyordu." (Tarık Buğra)
-
İskambil kâğıtlarının siyah renkte yoncayı andıranı, ispati
-
[isim]
Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı
- SİNLE
-
-
[isim]
Mezarlık
-
[isim]
Mezarlık
- SİĞİL
-
-
[isim]
Deride, özellikle ellerde oluşan zararsız, pürtüklü küçük ur
-
[isim]
Deride, özellikle ellerde oluşan zararsız, pürtüklü küçük ur
- SİDİK
-
-
[isim]
İdrar
- "Bodrum, şimdi keskin bir eski çamaşır, sidik kokusu içinde idi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
İdrar
- SİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözün gelişi, anlatım biçimi
-
[isim]
Sözün gelişi, anlatım biçimi
- SİNİR
-
-
[isim]
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
- "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... moda deyince çıldırmaz, çok gülerse siniri tutup sonra yarım saat ağlamaz." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu söz sarhoş olmayan zevcesinin fena hâlde sinirine dokunmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Genç kadının korkudan sinirleri bozuldu." (Haldun Taner)
-
Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik
- "Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır."
-
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği
- "Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?"
- "Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, can sıkan
- "Ne sinir şey!"
-
Kas kirişi ve zarı
- "Etin sinirlerini ayırmak."
-
[isim]
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
- SİYEK
-
-
[isim]
Sidik torbasından başlayarak dışarıya kadar uzanan sidik yolunun son bölümü
-
[isim]
Sidik torbasından başlayarak dışarıya kadar uzanan sidik yolunun son bölümü
- SİRKE
-
-
[isim]
Bit, tahtakurusu vb.nin asalak böceklerin yumurtası
- "Hepsi bit, sirke içinde, sıvandım, hepsini temizledim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bit, tahtakurusu vb.nin asalak böceklerin yumurtası
- SİREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet, canavar düdüğü
-
[isim]
İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet, canavar düdüğü
- SİSLİ
-
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- "Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
- SİLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kum, çakmak taşı, kuvars vb. silisyumun oksijenli birleşimleri
-
[isim]
Kum, çakmak taşı, kuvars vb. silisyumun oksijenli birleşimleri
- SİVİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Askerî olmayan
- "Sivil savunma."
-
Asker sınıfından olmayan (kimse)
-
Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi)
- "Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse)
- "Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Sivil polis
-
Çıplak, çırçıplak
-
[sıfat]
Askerî olmayan
- SİBOP
- ...
- SİTEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
- "Millî Mücadelenin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
- SİGAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Puro
-
[isim]
Puro
- SİYER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
-
[isim]
Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
- SİTİL
-
-
[isim]
Büyük bakraç, su kovası
-
[isim]
Büyük bakraç, su kovası