Başında ser olan 8 harfli 29 kelime var. Ser ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ser olan kelimeler listesine ya da sonu ser ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ser bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SER
2 Harfli Kelimeler
ER, ES, RE, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SERDETME
-
-
[isim]
Serdetmek işi
-
[isim]
Serdetmek işi
- SERHATLİ
- ...
- SERENCAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir işin, bir olayın sonu, akıbet
- "Olsun deminiz, olmasın gamınız, hayra dönsün serencamınız." (Yahya Kemal)
-
Başa gelen bir durum veya olay
-
[isim]
Bir işin, bir olayın sonu, akıbet
- SERVİSÇİ
-
-
[isim]
Yetkili serviste çalışan kimse, servis yapan kimse
-
[isim]
Yetkili serviste çalışan kimse, servis yapan kimse
- SERYUMLU
-
-
[sıfat]
Birleşiminde seryum bulunan
- "Seryumlu topraklar."
-
[sıfat]
Birleşiminde seryum bulunan
- SERTELME
-
-
[isim]
Sertelmek durumu
-
[isim]
Sertelmek durumu
- SERDİVAN
- ...
- SERDÜMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dümen kullanmakla görevli bilgili ve deneyimli tayfa
-
Savaş gemilerinde çavuştan yüksek bir aşamada bulunan er
-
[isim]
Dümen kullanmakla görevli bilgili ve deneyimli tayfa
- SERMELİK
- ...
- SERLEVHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yazılarda başlık
- "Roman adına benzer bir serlevha seçtim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Yazılarda başlık
- SERGİLİK
-
-
[isim]
Sergi yeri
-
Sergilenenlerin bulunduğu yer, stant
-
[sıfat]
Sergiye konulan
- "Sergilik vazo."
-
[isim]
Sergi yeri
- SERGİEVİ
-
-
[isim]
Sanat eserlerinin sergilenmesi için hazırlanmış yer
-
[isim]
Sanat eserlerinin sergilenmesi için hazırlanmış yer
- SERSEFİL
-
-
[sıfat]
Çok sefil olan, yoksul
- "Onlar da olmasaydı sersefildim köy yerinde." (Abbas Sayar )
- "Burada sersefil olmanızın bir anlamı yok, bence eve gitmeniz daha yararlı olur." (Ahmet Ümit)
-
Çok perişan, üzgün
-
[zarf]
Sefil, yoksul bir biçimde
-
[sıfat]
Çok sefil olan, yoksul
- SERGERDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kötü, olumsuz işlerde elebaşı
-
[isim]
Kötü, olumsuz işlerde elebaşı
- SERDİRME
-
-
[isim]
Serdirmek işi
-
[isim]
Serdirmek işi
- SERVİYET
- ...
- SERİNLİK
-
-
[isim]
Serin olma durumu
- "Serinlik, gölgelik içinde, o kızgın yerlere hayretle bakıyorum." (Refik Halit Karay)
-
Serin hava
- "Latif bir akşam serinliği ortalığı kaplamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Serin olma durumu
- SERPİNTİ
-
-
[isim]
Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm
- "Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Damlacıklar, tanecikler durumunda, azar azar yağan yağmur veya kar, çilenti
-
Bir şeyin etkisi azalarak kalan veya gelen kısmı
- "Radyasyon serpintisi."
-
[isim]
Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm
- SERTABİP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başhekim
-
[isim]
Başhekim
- SERİLMEK
-
-
[-e]
Serme işi yapılmak
- "Sanki sedirlerine Bursa ipeklileri serilen bizim odalarımız değildi." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Bir yere uzanıp yatmak
- "Kanepenin birinden kalkıp ötekine serildim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Serme işi yapılmak