Başında say olan 6 harfli 12 kelime var. Say ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde say olan kelimeler listesine ya da sonu say ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında say bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SAY, YAS
2 Harfli Kelimeler
AS, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAYMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak
- "Nara sormuşlar: - Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne -demiş." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Sayıları arka arkaya söylemek
- "Birden ona kadar saymak."
-
Herhangi bir sıraya koymak, herhangi bir sırada yer aldığını kabul etmek
- "Artık kışı geçti sayabiliriz."
-
Herhangi bir şey, yerine koymak veya herhangi bir şey gözüyle bakmak, addetmek
- "Her çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi." (Pir Sultan Abdal)
-
Varsaymak, tutmak, farz etmek
- "Elimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden?" (Haldun Taner)
-
Arka arkaya söylemek, sıralamak
- "Birinin iyiliklerini saymak."
-
Ödemek, peşin vermek
- "İki bin lira saydı, bana bir küpe aldı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Geçer tutmak
- "Bunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim."
-
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye veya bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmak, saygı göstermek, sözünü dinlemek, hürmet etmek
- "Anam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Önemsemek
-
Gibi görmek, kabul etmek
- "Arzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar." (Aka Gündüz)
-
Hesaba katmak, dikkate almak
- "Bundan önce verdiğimi saymıyor musun?"
-
[-i]
Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak
- SAYGIN
-
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- SAYVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güneşten, yağmurdan korunmak için veya süs olarak bir şeyin üzerine çekilen dam saçağı gibi düz veya eğimli örtü
- "Saçak sayvanı. Perde sayvanı. Eteklik sayvanı. Karyola sayvanı."
-
Evlere bitişik, önü açık, direkler üzerine oturtulmuş, üzeri örtülü yer
-
Kulak kepçesi
- "Amma nasıl çocuk ... vücut tüylü, kulağın sayvanı yok." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Güneşten, yağmurdan korunmak için veya süs olarak bir şeyin üzerine çekilen dam saçağı gibi düz veya eğimli örtü
- SAYKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
-
Cilalamakta kullanılan araç
-
Bu cilayı yapan kimse
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
- SAYRIL
-
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
- SAYACI
-
-
[isim]
Ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse
-
[isim]
Ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse
- SAYILI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sayısı olan
- "On sayılı kâğıt."
-
Sayısı belli olan, sayılmış olan
- "Tabaklar sayılıdır."
-
[sıfat]
Herhangi bir sayısı olan
- SAYLAV
-
-
[isim]
Milletvekili, mebus
-
[isim]
Milletvekili, mebus
- SAYICI
-
-
[isim]
Vergi almak için hayvan sayımı yapan kimse
-
[isim]
Vergi almak için hayvan sayımı yapan kimse
- SAYMAN
-
-
[isim]
Bir kurum, kuruluş vb.nin hesap işleriyle uğraşan kimse, muhasebeci, muhasip
-
[isim]
Bir kurum, kuruluş vb.nin hesap işleriyle uğraşan kimse, muhasebeci, muhasip
- SAYICA
-
-
[zarf]
Sayı bakımından, adetçe, adedî
-
[zarf]
Sayı bakımından, adetçe, adedî
- SAYDAM
-
-
[sıfat]
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf
- "Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöz ve projeksiyona konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt
-
[isim]
Diyapozitif
-
[isim]
Asetat
-
Açık seçik, belirgin
- "Karmaşık gibi gözüken sorun son günlerde saydam bir görünüş kazandı."
-
[sıfat]
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf