Başında sar olan 8 harfli 38 kelime var. Sar ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sar olan kelimeler listesine ya da sonu sar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sar bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, AS, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SARDIRMA
-
-
[isim]
Sardırmak işi
-
[isim]
Sardırmak işi
- SARIAĞIZ
-
-
[isim]
Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)
-
[isim]
Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)
- SARAYKÖY
- ...
- SARDALYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hamsigillerden, konservesi ve tuzlaması yapılan, gümüş renginde, pullu ve 10-15 cm boyunda, küçük bir balık, ateş balığı (Clupea pilchardus)
-
[isim]
Hamsigillerden, konservesi ve tuzlaması yapılan, gümüş renginde, pullu ve 10-15 cm boyunda, küçük bir balık, ateş balığı (Clupea pilchardus)
- SARİHLİK
- ...
- SARARTIŞ
- ...
- SARILMAK
-
-
[nsz]
Sarma işi yapılmak
- "Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak
-
[-e]
Kollarını dolamak, kucaklamak
- "Hasan tiril tiril titriyor, anasına sarılıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bütün gücü ile ele almak
-
Hemen yapmaya koyulmak, girişmek
- "Hemen kaleme sarıldım, benim güzel kardeşim, sana geçen bir ayda başımdan geçenleri yazacağım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek
- "İkinci sınıfa geçtikten sonra derslerine daha fazla sarılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Sarma işi yapılmak
- SARKAÇLI
-
-
[sıfat]
Sarkacı olan
-
[sıfat]
Sarkacı olan
- SARAYÖNÜ
- ...
- SARAÇLIK
-
-
[isim]
Saracın işi veya mesleği
-
[isim]
Saracın işi veya mesleği
- SARIKAYA
- ...
- SARHOŞÇA
-
-
[zarf]
Sarhoş bir biçimde, sarhoş olarak, sermestane
-
[zarf]
Sarhoş bir biçimde, sarhoş olarak, sermestane
- SARACİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deri, muşamba vb.nden yapılan bavul, çanta cüzdan, kemer vb. ürün
-
Deri, muşamba vb.nden bavul, çanta cüzdan, kemer vb. ürün yapma işi
-
[isim]
Deri, muşamba vb.nden yapılan bavul, çanta cüzdan, kemer vb. ürün
- SARILGAN
-
-
[sıfat]
Sapı yakınındaki başka bitkilere, başka şeylere sarılıp yükselen, otsu veya odunsu (sap, bitki), sarmaşan
-
[sıfat]
Sapı yakınındaki başka bitkilere, başka şeylere sarılıp yükselen, otsu veya odunsu (sap, bitki), sarmaşan
- SARIMSAK
-
-
[isim]
Zambakgillerden, 25-100 cm yükseklikte, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum)
-
Bu bitkinin baharat olarak kullanılan dişli bölümü
-
[isim]
Zambakgillerden, 25-100 cm yükseklikte, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum)
- SARAKACI
-
-
[sıfat]
Alaycı, müstehzi
-
[sıfat]
Alaycı, müstehzi
- SARSINTI
-
-
[isim]
Sarsılma işi, birden sallanma
- "Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi." (Haldun Taner)
-
Titreme, titreyiş
- "Başını sırasının üstüne saklamış, omuzları hafif sarsıntılarla titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Deprem
-
Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri
- "İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı."
-
Bir kişi, toplum, kurum veya kuruluşun dengesini etkileyen, beklenmedik olumsuz değişiklik
- "Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar." (Necati Cumalı)
-
Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü, sadme
-
[isim]
Sarsılma işi, birden sallanma
- SARSILIŞ
-
-
[isim]
Sarsılma işi veya biçimi
-
[isim]
Sarsılma işi veya biçimi
- SARIÇALI
-
-
[isim]
Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki, kadıntuzluğu, çobantuzluğu, amberbaris (Berberis vulgaris)
-
[isim]
Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki, kadıntuzluğu, çobantuzluğu, amberbaris (Berberis vulgaris)
- SARARMAK
-
-
[nsz]
Sarı olmak, rengi sarıya dönmek
- "Her sabah ağaçların sararan yapraklarıyla pek güzel olan karşıki dağlara bakarak uyanıyorum." (Memduh Şevket Esendal)
- "Sokakları dolduran sayılmaz şapkaların zalimce, kurnaz ve namussuz gölgelerinde sararmış solmuş." (Ömer Seyfettin)
-
Korku, üzüntü, coşku vb. sebeplerle yüzün rengi solmak
- "Malı mülkü varken, hiçbir sıkıntısı yokken üzüntüsünden zayıflıyor, sararıp soluyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Sarı olmak, rengi sarıya dönmek