Sonunda s olan 5 harfli 162 kelime var. S harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da başında s harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PAYAS
...
GÖĞÜS

  1. [isim] Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine
    • "Göğüs bağır açık, ellerinde pankartlarla yürütüyorlar bu savaşı." (Necati Cumalı)
    • "Birdenbire sustu ve göğüs geçirdi, hüzün, dertlenme derecesini bulmuştu." (Tarık Buğra)
    • "Hayatın lezzetleri içinde yüzen bizler, elbette geçici birçok zahmetlere katlanmaya ve birçok zorluklara göğüs germeye mecburduk." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Ben, onun hatırı ve hatırası için daha ağırlarına da göğüs verirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı
    • "Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi." (Aka Gündüz)
    • "Öteden beri yola yüzü yoktu. Hele yokuşları karşıdan gördüğü vakit göğsü tıkanırdı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kim bilir, bu erkek, kadınların zaafı ile göğsünü gere gere kaç kere istihza etmiştir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. Bu bölümün içindeki organlar
  4. Meme
    • "Vücudumun etliliğinden, göğsümün dolgunluğundan, elbiselerim dar gelirdi." (Sermet Muhtar Alus)

MİLAS
...
NEFİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öz varlık, kişilik
    • "Çoğunu kendi nefsini kurtarmak için öldürmüştü." (Ömer Seyfettin)
    • "Nefsine uyanların, zevkten başka bir şey tanımayanların, hayvanlardan ne farkı var?" (Ömer Seyfettin)
    • "Riyakârlığı da bir türlü nefsine yediremiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İnsanın yeme içme vb. gereksinimlerinin bütünü

HEVES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, eğilim, arzu, şevk
    • "Küçüklüğünden beri bütün hevesi bahriyede idi." (Haldun Taner)
    • "Birçoklarının bu havaya uydukları ve artık refahlarını devlet kapılarının dışında aramaya heves ettikleri zamanlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir aralık, büyük bir devlet adamı olmak hevesine düştüm." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir'e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı." (Atilla İlhan)
  2. Gelip geçici istek
    • "Yoksa ona karşı geçici bir heves mi duyuyor." (Peyami Safa)

SEANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir meslek veya sanat adamının yaptığı işle ilgili olarak harcadığı süre
    • "Ressam portresini üç seansta tamamladı."
  2. Gösterim
    • "... film seansları için gruplar bir kapı aralığında kümeleşir." (Haldun Taner)
  3. Aralıksız bir iş için harcanan süre

AFTOS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gönül eğlendiren kimse
    • "Delikanlının sarı kıvırcık saçlı aftosu bile bu seslere alışık olduğu hâlde ürktü." (Sait Faik Abasıyanık)

HAKAS
...
TESİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapma, kurma, temelini atma
    • "Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kuruluş

SOSİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kıyılmış, baharat katılmış etle, tütsüleme, pişirme vb. işlemlerden sonra yapılan bir tür sucuk
    • "Bir sosis daha yese öğle yemeğinden vazgeçebilirdi pekâlâ."

ELİPS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bütün noktalarının odak denilen belirli iki ayrı noktaya olan uzaklıklarının toplamı birbirine denk olan kapalı eğri, oval
  2. Eksilti

MAYIS

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Yılın otuz bir gün süren, beşinci ayı

MEBUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Milletvekili
    • "Söz istemişken unutulan bir mebus tekrar söz istedi." (Memduh Şevket Esendal)

TAKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değişim
  2. İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring

PENES

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altını taklit, sarı tenekeden pul

TAVAS
...
VİRÜS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit
  2. Veri girişi yoluyla bilgisayarlara yüklenen, sistemin veya programların bozulmasına, veri kaybına veya olağandışı çalışmasına neden olan yazılım

YUNUS

  1. [isim] Balinalardan, ılık ve sıcak denizlerde sürüler durumunda yaşayan, boyları 3 m'ye kadar erişebilen, memeli deniz hayvanı (Delphinus)

NÜANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ayırtı, çalar, fark
    • "Ellerini ve kollarını hiç kullanmaya lüzum duymadan nüanslarını sesiyle vererek oynadı." (Haldun Taner)

NÜFUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişi
    • "Burada beş nüfus var."
    • "Kızının çocuklarının nüfusunu çıkartacağım." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bir ülkede, bir bölgede, bir evde belirli bir anda yaşayanların oluşturduğu toplam sayı
    • "Nüfus sayımı. Nüfusu çoğalmak."
  3. Ortak bir özellik gösteren kimselerin bütünü
    • "Tarım nüfusu. Gecekondu nüfusu."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü