Başında s olan 7 harfli 638 kelime var. S harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında s bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SARIMLI
-
-
[sıfat]
Otomatik olarak kendi kendine saran
- "Sarımlı emniyet kemeri."
-
[sıfat]
Otomatik olarak kendi kendine saran
- SEĞİRME
-
-
[isim]
Seğirmek işi
-
[isim]
Seğirmek işi
- SOLUMAK
-
-
[nsz]
Nefes alıp vermek
-
Sık ve kesik soluk alıp vermek
- "Devlerle güreşmiş gibi soluyordu." (Tarık Buğra)
-
Zorlanmak, gücünün hepsini harcamak
- "Otomobil soluyarak Kırmızıtepe'ye tırmanmaya başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Nefes alıp vermek
- SUVARMA
-
-
[isim]
Suvarmak işi
-
[isim]
Suvarmak işi
- SABIRLA
-
-
[zarf]
Sabır göstererek, sabırlı davranarak
-
[zarf]
Sabır göstererek, sabırlı davranarak
- SAVUŞMA
-
-
[isim]
Savuşmak işi
-
[isim]
Savuşmak işi
- SOLUĞAN
-
-
[sıfat]
Nefes darlığına tutulmuş
-
[isim]
Uzaklarda esen rüzgârdan sonra başlayan dalga hareketi
- "Adaların kıyılarına gürleyen açık deniz soluğanları, ıssız koylara ak bir çizgi çekmişler." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Sık soluyan (hayvan)
-
[sıfat]
Nefes darlığına tutulmuş
- SUALSİZ
-
-
[sıfat]
Suali olmayan
-
[sıfat]
Suali olmayan
- SÜLOĞLU
- ...
- SOĞUMAK
-
-
[nsz]
Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek
- "Üşüyorum, vücudumun soğuduğunu duyuyorum, dişlerim birbirine vuruyor." (Refik Halit Karay)
-
[-den]
Birine veya bir şeye duyulan istek, sevgi ve ilgi kalmamak
- "Belki de benim başkasıyla evlenip gidişim üzerine hayattan soğudu, kendini koyverdi." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek
- SÖNÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
-
[sıfat]
Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
- SARSMAK
-
-
[-i]
Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek
- "Kalkın bakalım, diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." (Çetin Altan)
-
Zarar verecek yolda etkilemek, aksatmak
- "Çok sevdiği annesinin ölümü onu çok sarsmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek
- SİLİKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Silis tozu içinde çalışan işçilerin yakalandıkları hastalık
-
[isim]
Silis tozu içinde çalışan işçilerin yakalandıkları hastalık
- SEZİNTİ
- ...
- SIVIŞMA
-
-
[isim]
Sıvışmak işi
- "Ben duvar kenarından sessizce sıvışmaya kalkıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Sıvışmak işi
- SÜRMENE
- ...
- SABAHÇI
-
-
[isim]
Nöbeti sabaha doğru olan veya sabaha rastlayan kimse
-
Uyumadan sabahı bulan kimse
-
İkili öğretim yapan okullarda öğleden önce ders gören öğrenci, öğlenci karşıtı
-
[isim]
Nöbeti sabaha doğru olan veya sabaha rastlayan kimse
- SALNAME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yıllık
-
[isim]
Yıllık
- SEVECEN
-
-
[sıfat]
Acıyarak ve koruyarak seven, şefkatli, müşfik
- "Kadınlara karşı sevecen ve yumuşak başlısınız." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Acıyarak ve koruyarak seven, şefkatli, müşfik
- SITMALI
-
-
[sıfat]
Sıtmaya tutulmuş (kimse)
- "Bunların ikisi güzelce idi ama pek zayıf ve sıtmalı idiler." (Ömer Seyfettin)
-
Sıtmanın salgın denecek kadar çok görüldüğü (yer)
-
[sıfat]
Sıtmaya tutulmuş (kimse)