Başında s olan 4 harfli 150 kelime var. S harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında s bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEPİ
-
-
[isim]
Deri, post vb.ni kullanabilecek duruma getirmek için uygulanan işlemlerin tümü, tabaklık
-
[isim]
Deri, post vb.ni kullanabilecek duruma getirmek için uygulanan işlemlerin tümü, tabaklık
- SELA
- ...
- SLİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Paçasız ve sıkıca saracak biçimde dikilmiş erkek donu
-
[isim]
Paçasız ve sıkıca saracak biçimde dikilmiş erkek donu
- SIĞA
-
-
[isim]
Kapasite
-
[isim]
Kapasite
- SAKE
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı
-
[isim]
Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı
- STEP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bozkır
- "Steplerde akşam güzel ve korkunçtur." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bozkır
- SİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi
-
Şehir
-
Kentlerde, belirli bir merkezden yönetilen, genellikle güvenliği sağlanmış toplu yerleşim merkezi
-
İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet
-
Kişi veya kuruluşların Genel Ağ'da oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici sayfalar
-
[isim]
Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi
- SEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ses
- "Alenen ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına, yüksek seda ile bağırmak ve bütün milleti bu sedaya iştirak ettirmek lazımdır." (Atatürk)
-
[isim]
Ses
- SEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- "Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- SERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
- "Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir fabrika veya atölyenin uzun bir süre aynı iş üzerinde çalıştığı üretim tipi
- "Fabrika seri imalata başlayınca fiyatlar düştü."
-
[isim]
Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
- SEZÜ
-
-
[isim]
Mantar meşesi
-
[isim]
Mantar meşesi
- SAVA
-
-
[isim]
Haber
-
Muştu
-
[isim]
Haber
- SÜRÜ
-
-
[isim]
Evcil hayvanlar topluluğu
- "Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." (Refik Halit Karay)
- "Onda hısım akraba sürüsüne bereket!"
-
Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü
-
Birlikte yaşayan hayvan topluluğu
-
Yönlendirilebilen insan topluluğu
- "Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Evcil hayvanlar topluluğu
- SİDE
- ...
- SANI
-
-
[isim]
Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
- "Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar?" (Nurullah ataç)
-
[isim]
Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
- SIMA
-
-
[isim]
Sımak durumu veya biçimi
-
[isim]
Sımak durumu veya biçimi
- SOTA
- ...
- SİNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- "Sininin üstünde, çepeçevre tahta kaşıklar ve yerde sini etrafında birer küçük minder dizilmişti." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- SOPA
-
-
[isim]
Kalın değnek
- "Erkekler ellerine birer sopa aldılar, köy halkı peşlerinde dere içine koştular." (Halide Edip Adıvar)
- "Şu budalaya bir sopa çekin de bir daha para kazanmadan gurbette kalmayı öğrensin." (Ömer Seyfettin)
-
Dayak, kötek
-
[isim]
Kalın değnek
- SİGA
- ...