Başında sız olan 37 kelime var. Sız ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sız olan kelimeler listesine ya da sonu sız ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sız bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SIZDIRABİLMEK
SIZDIRABİLME
SIZDIRILMAK, SIZILDANMAK
SIZABİLMEK, SIZDIRILMA, SIZILDANMA, SIZILTISIZ, SIZIVERMEK
SIZABİLME, SIZDIRMAK, SIZINTILI, SIZIVERME, SIZLANMAK, SIZLATMAK
SIZDIRMA, SIZILMAK, SIZIRMAK, SIZLAMAK, SIZLANIŞ, SIZLANMA, SIZLATMA, SIZLAYIŞ
SIZILMA, SIZILTI, SIZINTI, SIZIRMA, SIZISIZ, SIZLAMA
SIZGIT, SIZICI, SIZILI, SIZMAK
SIZAK, SIZIŞ, SIZMA
SIZI
I S Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIZDIRABİLMEK
- ...
- SIZDIRABİLME
- ...
- SIZILDANMAK
-
-
[nsz]
Sızlanmak, yakınmak
-
[nsz]
Sızlanmak, yakınmak
- SIZDIRILMAK
-
-
[nsz]
Sızdırma işi yapılmak
-
[nsz]
Sızdırma işi yapılmak
- SIZILDANMA
-
-
[isim]
Sızıldanmak işi
-
[isim]
Sızıldanmak işi
- SIZIVERMEK
- ...
- SIZDIRILMA
-
-
[isim]
Sızdırılmak işi
-
[isim]
Sızdırılmak işi
- SIZILTISIZ
-
-
[zarf]
Sızlanmadan, yakınmadan
- "... her zora katlanıp ne yapılsa sızıltısız rıza gösterdiğinden dolayı Emine'ye Yanık Emine derlerdi." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Sızlanmadan, yakınmadan
- SIZABİLMEK
- ...
- SIZINTILI
-
-
[sıfat]
Sızıntı yapan (hastalık)
-
[sıfat]
Sızıntı yapan (hastalık)
- SIZIVERME
- ...
- SIZDIRMAK
-
-
[-i]
Sızmasına yol açmak
- "Bu küp suyu sızdırıyor. Son kadeh adamı sızdırdı."
-
Haber, sır vb.ni duyurmak, yaymak
- "Seyahat muamelen tamam oluncaya kadar kimseye bir şey sızdırmayacağım." (Haldun Taner)
-
Eritip süzerek temiz bir duruma getirmek
-
Baskı veya türlü bahanelerle birinden para çekmek
-
[-i]
Sızmasına yol açmak
- SIZABİLME
- ...
- SIZLANMAK
-
-
[nsz]
Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallum etmek
- "Geldiği saatten beri bana biraz kuru hurma bulun, diye sızlanıyormuş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallum etmek
- SIZLATMAK
-
-
[-i]
Sızlamasına sebep olmak
- "Nerime'yi hatırlamak içimi derin derin sızlattı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Sızlamasına sebep olmak
- SIZLAMAK
-
-
[nsz]
Hafifçe ağrımak
- "Kafa kemiklerine varıncaya kadar her yanı sızlıyordu." (Necati Cumalı)
-
Yakınmak
- "Ağladı, sızladı."
-
[nsz]
Hafifçe ağrımak
- SIZLAYIŞ
-
-
[isim]
Sızlama işi veya biçimi
-
[isim]
Sızlama işi veya biçimi
- SIZLANIŞ
-
-
[isim]
Sızlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Sızlanma işi veya biçimi
- SIZDIRMA
-
-
[isim]
Sızdırmak işi
-
[isim]
Sızdırmak işi
- SIZLATMA
-
-
[isim]
Sızlatmak işi
-
[isim]
Sızlatmak işi