Başında sı olan 6 harfli 34 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIÇMAK
-
-
[nsz]
Dışkıyı vücuttan dışarı atmak
-
Bozmak, berbat etmek
-
[nsz]
Dışkıyı vücuttan dışarı atmak
- SIĞMAK
-
-
[-e]
Bir kaba, bir yere bütünüyle girebilmek veya içinden geçebilmek
- "Bir tavla zarı kadar küçücük eve / Bir kadın iki çocuk nasıl sığar?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Uygun olmak
- "Bu davranışın ne akla ne mantığa ne de insanlığa sığar!"
- "Kin başka, aşk başkadır, kızım! Muhabbete cinayet sığmaz." (Ömer Seyfettin)
-
[-e]
Bir kaba, bir yere bütünüyle girebilmek veya içinden geçebilmek
- SIYRIK
-
-
[isim]
Çarpma veya vurma sonucunda vücutta hafifçe kazınmış, zedelenmiş, soyulmuş, kanamış yer
-
Sıyrılmış yer
-
[sıfat]
Yüzeyinden bir parça sıyrılmış olan
-
[sıfat]
Utanması olmayan
-
[isim]
Çarpma veya vurma sonucunda vücutta hafifçe kazınmış, zedelenmiş, soyulmuş, kanamış yer
- SIKLIK
-
-
[isim]
Sık olma durumu
-
Sıkça geçme, kullanımı sık olma
-
Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans
-
[isim]
Sık olma durumu
- SINAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zanaat
-
[isim]
Zanaat
- SINGIN
-
-
[sıfat]
Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
-
Çekingen, ürkek
-
Üzgün, düşünceli
-
[sıfat]
Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
- SIVAMA
-
-
[isim]
Sıvamak işi
-
[sıfat]
Sıvanır gibi üstüne kaplanmış, örtülmüş veya çok sık takılmış
- "Sıvama pırlanta bir taç."
-
[zarf]
Zemini hemen hiç görülmeyecek kadar kaplanmış, örtülmüş veya takılmış olarak
-
[zarf]
Ağzına kadar, silme
- "Bardağı sıvama doldurdu."
-
[isim]
Sıvamak işi
- SIRSIZ
-
-
[sıfat]
Sır (I) sürülmemiş, sırı (I) olmayan
- "Sırsız küp."
-
[sıfat]
Sır (I) sürülmemiş, sırı (I) olmayan
- SINCAN
-
-
[isim]
Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)
-
[isim]
Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)
- SIRTAR
-
-
[isim]
Kelergillerden bir balık türü
-
[isim]
Kelergillerden bir balık türü
- SIRTÇI
-
-
[isim]
Hamal
-
[isim]
Hamal
- SIRIMA
-
-
[isim]
Sırımak işi
-
[isim]
Sırımak işi
- SIHHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sağlık, esenlik
- "Sıhhati yerinde imiş, bir çocuğu daha olmuş." (Refik Halit Karay)
- "Bir adım geriye çekilir, iç rahatlığıyla koltuktan kalkan müşteriye sıhhatler olsun, derdi." (Necati Cumalı)
-
Doğruluk
-
[isim]
Sağlık, esenlik
- SIKMAÇ
-
-
[isim]
Kompresör
-
[isim]
Kompresör
- SIKICI
-
-
[sıfat]
İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden
- "Etrafında her şey ona sıkıcı ve manasız geliyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden
- SINMAK
-
-
[nsz]
Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
-
Yenilmek, bozguna uğramak
-
[nsz]
Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
- SIRACA
-
-
[isim]
Deride ve genellikle boyunda görülen, lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü
- "Elif'i almış, başında keli, boynunda sıracası, sırtında da paçavra entarisiyle getirmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Deride ve genellikle boyunda görülen, lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü
- SILACI
-
-
[isim]
Memleketine, doğup büyüdüğü yere dönerek yakınlarına kavuşan kimse
- "Sılacıların hepsi, Durmuş gibi on parasız evlerine döndüler." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Memleketine, doğup büyüdüğü yere dönerek yakınlarına kavuşan kimse
- SIRDAŞ
-
-
[isim]
Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem
- "Her konuda yardımcı olabilecek güvenilir bir sırdaş bulmam gerekiyordu." (Refik Erduran)
- "Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol." (Turan Oflazoğlu)
-
Birinin sırrını bilecek kadar ona yakın olan kimse
-
[isim]
Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem
- SIKKIN
-
-
[sıfat]
Çok sıkılmış
-
Sıkıntılı, bungun
-
[sıfat]
Çok sıkılmış