Başında olan 5 harfli 40 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

IS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SINMA

  1. [isim] Sınmak işi veya durumu

SIYGI

  1. [isim] Hacim
    • "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)

SIFIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (0)
    • "Zannedersem kocamın ziyaretçileri de sıfıra indi." (Ömer Seyfettin)
    • "Sıfırdan başladım, lisede kitabım, tıbbiyede beyaz gömleğim yoktu, bu ev, Ihlamur'daki klinik, altımdaki araba, hepsini ben yaptım." (Atilla İlhan)
    • "Sonra ulusal sporumuzda hızla geriledik, çok geçmeden sıfırı tükettik." (Talât Halman)
  2. Hiçbir değeri olmayan şey
  3. [sıfat] Olmayan, bulunmayan
    • "Sıfır makyaj."
  4. [sıfat] Kötü, başarısız, verimsiz
    • "Sorma, su içsem kilo alıyorum, bütün rejimleri denedim, netice sıfır." (Atilla İlhan)
  5. [sıfat] Yeni, kullanılmamış

SINIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri
    • "Birinci sınıf öğrencileri."
  2. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler
  3. Ders okutulan yer, dershane, derslik
  4. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri
    • "Üçüncü sınıf bir gazeteciydi." (Necati Cumalı)
  5. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü
    • "Memeliler, kuşlar, balıklar, omurgalılar dalının birer sınıfıdırlar."
  6. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği
  7. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas
    • "Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi." (Reşat Nuri Güntekin)

SISKA

  1. [sıfat] Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık
    • "... eskimiş zeytinyağında kızartıp meze diye sunduğu sıska balıkları geveliyoruz." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Karın boşluğuna su dolmuş olan

SIZMA

  1. [isim] Sızmak işi
  2. Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi
  3. [sıfat] Sızdırılmış
    • "Sızma zeytinyağı."

SIFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
    • "Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder." (Refik Halit Karay)
  2. Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad
    • "Beyaz (ev), güzel (çocuk), beş (gün), bu (kitap) gibi."
  3. Yüz, kılık ve dış görünüş
    • "Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu." (Falih Rıfkı Atay)

SIYGA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kip
    • "Yarına kadar hepiniz bilmediğiniz sıygaları, lügatleri öğrenmelisiniz." (Ömer Seyfettin)
    • "Yüksek tahsilli olup olmadığımızı anlamak için bizi kara cümleden bile değil de imladan sıygaya çektiler." (Falih Rıfkı Atay)

SICAK

  1. [sıfat] Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı
    • "Yorganın altında sıcak göz yaşları dökerek gecelerce beklemişti." (Orhan Kemal)
    • "Onlardan genelleme yaparak bütün kol emekçilerine sıcak bakma eğilimini edindim." (Refik Erduran)
  2. Isısı yüksek olan, çok ısınmış
    • "Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir çorba içirdi." (Aka Gündüz)
  3. [isim] Havadaki yüksek ısı
    • "Bu sıcakta arada bir şeyler içip yemeden çalışılmıyor." (Necati Cumalı)
  4. [isim] Sıcak yer
    • "Burası bir makine dairesi kadar sıcaktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. [isim] Hamam
  6. Dostça olan, sevgi dolu
    • "Sıcak bir karşılama. Sıcak bir yuva."

SIRLI

  1. [sıfat] Sır (I) sürülmüş, sırı (I) olan
    • "Toprak olanları dahi pek zevkle yapılmış olup ekserisi cam gibi sırlıdır." (Falih Rıfkı Atay)

SIRCI
...
SINIK

  1. [sıfat] Kırık, çıkık
  2. Yenilmiş, bozguna uğramış

SIÇMA

  1. [isim] Sıçmak işi

SIKMA

  1. [isim] Sıkmak işi
  2. Bir tür pantolon veya şalvar
  3. Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek
  4. [sıfat] Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)
  5. Dar bir tür kadın yeleği

SIVAT
...
SINAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sanayi ile ilgili

SIHHİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sağlıkla ilgili, sağlığa yarar

SIĞAÇ
...
SIMAK

  1. [-i] Kırmak, bozmak
  2. Yenmek, mağlup etmek

SITMA

  1. [isim] Anofel türü sivrisineğin sokmasıyla insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık, malarya
    • "Sıtma, bir on beş gün içinde beni, çocuğa döndürmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü