Sonunda rük olan 18 kelime var. RÜK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde rük olan kelimeler listesine ya da başında rük olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

10 Harfli Kelimeler

GÖMÜLDÜRÜK, KIZILYÖRÜK

8 Harfli Kelimeler

BOZYÜRÜK, PÜSKÜRÜK, TEBERRÜK

7 Harfli Kelimeler

ÖKSÜRÜK, TÜKÜRÜK

6 Harfli Kelimeler

GÜMRÜK, ÖTÜRÜK, ÜFÜRÜK, YÜĞRÜK

5 Harfli Kelimeler

BÜRÜK, ÇÜRÜK, KÖRÜK, YÖRÜK, YÜRÜK

4 Harfli Kelimeler

ÖRÜK, TRÜK


Kelime bulma makinesi

K R Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KÜR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIZILYÖRÜK

  1. [isim] Yılancık

GÖMÜLDÜRÜK

  1. [isim] Boyunduruğa geçirilen kısa değnek
  2. Eyerin geriye kaymaması için atların boyunlarından aşırılıp kolanlarına bağlanan kayış

BOZYÜRÜK

  1. [isim] Üstü hafif benekli, başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zehirsiz ve zararsız bir yılan (Eryx)

TEBERRÜK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uğur sayma

PÜSKÜRÜK

  1. [sıfat] Yanardağın püskürmesiyle ortaya çıkan

TÜKÜRÜK

  1. [isim] Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı

ÖKSÜRÜK

  1. [isim] Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması
    • "Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." (Halide Edip Adıvar)
  2. Üşütme gibi bir sebeple ortaya çıkan göğüs hastalığı
    • "Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım." (Aka Gündüz)

GÜMRÜK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
    • "Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu
  3. Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer
    • "Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin dalgalarıyla dolu pasaportlar eskitti." (Necati Cumalı)

ÜFÜRÜK

  1. [isim] Üfürülerek verilen soluk
  2. Üfürükçülerin hastaların üstüne okuyarak üfürdükleri soluk

ÖTÜRÜK

  1. [isim] İshal

YÜĞRÜK

  1. [sıfat] İyi yürüyen, iyi koşan
    • "Yüğrüktür bizim atımız." (H. Türküsü)
  2. Çalışkan
  3. Çevik, güçlü

KÖRÜK

  1. [isim] Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç
    • "Bir taraftan ha bire körüğün ipini çekiyordu." (Reşat Enis)
  2. Bazı araçların açılıp kapanabilir üst üste katlanmış bölümü
    • "Biz faytonun körüğü altında fotoğraf çekmeye uğraşıyorduk." (Nazlı Eray)
  3. Bazı müzik araçlarında hava vermeye yarayan, el veya ayakla işletilen meşin veya kâğıt bölüm
    • "Akordiyon körüğü."

BÜRÜK

  1. [isim] Çarşaf, baş örtüsü
  2. Duvak
    • "Attan iniyom attan / Bürüğüm yedi kattan." (Halk türküsü)

ÇÜRÜK

  1. [sıfat] Çürümüş olan
    • "Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Sağlam ve dayanıklı olmayan
    • "Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası." (Haldun Taner)
  3. İş göremez, hastalıklı
  4. Sağlam bir temele veya kanıtlara dayanmayan
    • "Çürük dava. Çürük iddia."
  5. Sakat
  6. [isim] Vurma veya sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke
    • "Hemen her gece sille tokat adamakıllı dayak yiyor, her yanı çürük içinde." (Atilla İlhan)

YÜRÜK

  1. [sıfat] Çok ve çabuk yürüyen, iyi yol alan, hızlı giden, yörük
  2. [isim] Osmanlı İmparatorluğu'nda otuzar kişilik ocaklar olarak Rumeli'ye yerleştirilen ve savaş zamanlarında geri hizmetlerde çalıştırılan tımarlı asker, yörük
  3. Göçebe olan, yörük
    • "Fakat göç ve yürük hayatı hareme ve kapalılığa gelmez." (Falih Rıfkı Atay)

YÖRÜK

  1. [sıfat] Yürük
  2. [isim] Yürük

ÖRÜK

  1. Örülmüş olan yer
    • "Eğer örük varsa artık paltonun bizimkine ait olduğuna hükmederim." (Burhan Felek)
  2. Saç örgüsü

TRÜK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri
    • "Eleştirmenlerce sırf orijinalite trüğü olarak değerlendiriliyordu." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü