Sonunda rta olan 15 kelime var. RTA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde rta olan kelimeler listesine ya da başında rta olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ISKARTA, ISPARTA, İŞPORTA, KAPORTA, SAPARTA, SİGORTA, YUMURTA, CAKARTA
CARTA, HARTA, LORTA, TURTA, VARTA, ZARTA
ORTA
A R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ART, TAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AT, RA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISPARTA
- ...
- SAPARTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık
- "Hanımefendi kalkmış, ikisine de sapartayı vermiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir?" (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Bir batarya topun birden ateş etmesi, alabanda ateşi
-
Azar, tersleme
-
[isim]
Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık
- KAPORTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Otomobilde kaput veya ön kapak
-
Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış örtü
-
Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer
-
Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü
-
[isim]
Otomobilde kaput veya ön kapak
- ISKARTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bazı iskambil oyunlarında kullanılması gerekmediğinden bir yana bırakılan kâğıtlar
- "Sekiz balya tütününden bir ya da iki balyasını ıskartaya ayırabileceklerini aklından geçirmeye başladı eksperlerin." (Necati Cumalı)
- "Orada, kim bilir neden ve nasıl, işe yaramaz diye ıskartaya çıkardığı bir sürü film tepeleme yığılı." (Atilla İlhan)
-
Herhangi bir nedenle değerini yitirmiş mal
- "Fakat öyle ki ıskartaya verdiği fiyat da öbür firmaların verdiği fiyattan yüksekti." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bazı iskambil oyunlarında kullanılması gerekmediğinden bir yana bırakılan kâğıtlar
- SİGORTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi
- "İsveç'te çok sağlam bir sigorta sistemi var." (Haldun Taner)
-
Bu tür sözleşmeleri yapan şirket
-
Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen
- "Bir hatta giden sigorta yanarsa o hattın lambaları söner." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi
- YUMURTA
-
-
[isim]
Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre
- "Balık yumurtası. Böcek yumurtası."
-
Kanatlı hayvanların çoğalmasını sağlayan kabuklu bir besin maddesi
-
Tavuk yumurtası
-
Er bezi
- "Koç yumurtası."
-
Çorap onarmakta kullanılan, yumurta biçiminde, genellikle tahta veya mermerden kalıp
-
[isim]
Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre
- İŞPORTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gezici satıcıların mallarını koymaya yarayan yayvan sepet veya bu işi gören, ona benzer araç, sergi
-
Açıkta yapılan satış
-
[isim]
Gezici satıcıların mallarını koymaya yarayan yayvan sepet veya bu işi gören, ona benzer araç, sergi
- CAKARTA
- ...
- LORTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ayakkabı kalıbının çapı
- "Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta."
-
[isim]
Ayakkabı kalıbının çapı
- ZARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yellenme
-
[isim]
Yellenme
- VARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tehlikeli durum
- "O insanlar ki hayatın bir bakıma ne korkunç vartaları olabileceğini vaktinde anlamışlar, işlerini becerip kılıçlarını kuşanmışlar..." (Peyami Safa)
- "Bu uzun zaman boyunca, kim bilir neler çekmiş, ne vartalardan atlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Her türlü vartayı kazasız belasız atlatıp..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tehlikeli durum
- TURTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi
-
[isim]
Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi
- HARTA
-
-
[isim]
"Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
-
[isim]
"Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
- CARTA
-
-
[isim]
Yellenme
-
[isim]
Yellenme
- ORTA
-
-
[isim]
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
- "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu." (Murathan Mungan)
- "Böylelerinin kirayı biriktirdikten sonra bir para vermeden ortadan sır olanları çoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "İşte bu söz üzerinedir ki Servet Bey, apartmana çıkmak emelini ciddi bir tasavvur hâlinde ortaya atmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
- "Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası."
- "Önemli olan, kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ses duyan kız günün birinde ortadan kayboldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ve yarından itibaren kılıcım -yani kalemim- elimde ortaya atılacaktım." (Ömer Seyfettin)
-
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
- "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler." (Ömer Seyfettin)
- "Mithat Paşa ve emsalini ortadan kaldırmak için ..." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Eski, büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki, üç çifte kayıklara rast gelinirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İyi ile kötü arasındaki durum
-
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
- "Orta ile geçti."
-
[sıfat]
Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
-
[sıfat]
Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan
- "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
-
Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
-
Orantı
-
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
- "Aut çizgisinden nefis bir orta..." (Haldun Taner)
-
Yeniçeri Ocağında tabur
-
[isim]
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer