Renk Vermek (Veya Katmak)

  1. çamaşır rengi solmak
    • "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu." (Aka Gündüz)
    • "Sarı yanaklarına hafif bir renk geldi." (Ömer Seyfettin)
    • "Fakat Hacı İlhami Efendi ile kızını en çok çekemeyenler bile onların vakur bir vaziyet aldıklarını, her ne olursa olsun, ele güne renk vermediklerini itirafa mecbur oldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Rengi uçmuş kenarları yenmiş ... bir fotoğrafı var." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. neşe, canlılık veya değişiklik kazandırmak
    • "İşin rengi değişti."
    • "O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu." (Haldun Taner)
    • "Kadınlar da bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar, Tevfik'in rengi uçtu, dudakları titredi." (Halide Edip Adıvar)

Kelime Anlamı Kaynağı : Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlüğü

Şunlara da göz atmak isteyebilirsiniz: