Başında re olan 5 harfli 36 kelime var. Re ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde re olan kelimeler listesine ya da sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında re bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- REBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz
-
[isim]
Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz
- REDİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er
- "Bir büyük karargâhta kumandan ve zabitlere hizmetçi dağıtıldığı zaman, zabit namzetlerinin payına eğer salak bir Şam redifi düşerse gene iyidir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Şiirde uyaktan sonra tekrarlanan, aynı harflerden oluşan kelime veya ek, yedek
-
[isim]
Son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er
- RESMİ
- ...
- REKİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dikme, saplama, kurma
-
[isim]
Dikme, saplama, kurma
- RENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
-
Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
-
Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey
- "Peynir rendesi. Sabun rendesi."
-
[isim]
Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
- REFLÜ
- ...
- REÇEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı
- "Onlar kahve, süt hatta kışın salep içmeyi, zeytin, peynir, reçel ve ekmek yemeyi tercih ederler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı
- REYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü
- "Ayakkabı reyonu."
-
[isim]
Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü
- REVAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürüm
- "Geniş pencereli, manzaralı salonlar revaçta." (Refik Halit Karay)
- "Yememek herkesin elinden geldiği için sıskalaşmak revaç buldu." (Refik Halit Karay)
- "Sakal ve bıyığın revaçta olduğu bir dönemden geçmedik değil!" (Haldun Taner)
-
[isim]
Sürüm
- REŞME
-
-
[isim]
Hayvanın başlığı, yuları ve gemi
-
[isim]
Hayvanın başlığı, yuları ve gemi
- REFÜJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taşıt trafiğinin yoğun olduğu yollarda yayaların karşıdan karşıya geçmesi için yolun ortasında düzenlenmiş kaldırım, orta kaldırım
-
[isim]
Taşıt trafiğinin yoğun olduğu yollarda yayaların karşıdan karşıya geçmesi için yolun ortasında düzenlenmiş kaldırım, orta kaldırım
- RESEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi başına, kendiliğinden
-
Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın
- "Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz." (Anayasa)
-
[zarf]
Kendi başına, kendiliğinden
- REKAT
- ...
- RETRO
- ...
- REMİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sembol, rumuz
- "Acaba iki kişi oturup birtakım remizler mi düşündüler?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Sembol, rumuz
- RECEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi
-
[isim]
Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi
- REZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alçak, aşağılık
- "Sadece rezil etmekle kalmayacağım, hapse de tıktıracağım." (Peyami Safa)
- "Parmaklarının bileğime yapışacağından ve daha fazla rezil olacağımdan şüphe etmiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hasan, bu dediğini yapsaydı, dört başı mamur bir dayak yiyip âleme rezil rüsva olacaktı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Şu gömleğe bak, rezili çıkmış!" (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Alçak, aşağılık
- REAYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
-
Tanzimat'tan önce Osmanlı İmparatorluğu'nun Müslüman olmayan uyrukları
- "Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Hristiyan
-
[isim]
Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
- RESTO
- ...
- REVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Giden, yürüyen
- "Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Giden, yürüyen