Sonunda ran olan 6 harfli 22 kelime var. RAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ran olan kelimeler listesine ya da başında ran olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAR
2 Harfli Kelimeler
AN, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NOBRAN
-
-
[sıfat]
Davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan
- "Kadın, seni sevmiş de konuşuyor oğlum, öyle nobran olma." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan
- BUHRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- "Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- ZAFRAN
-
-
[isim]
Safran
-
[isim]
Safran
- HAYRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- "El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı." (Cahit Uçuk)
- "Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafızamıza, nüktelerimize onları hayran ederdik." (Ömer Seyfettin)
- "Birkaç defa görüşmüş, mimarideki fikirlerine, zevklerine, görüşlerine hayran olmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- GUFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağışlama
-
[isim]
Bağışlama
- SAFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Süsengillerden, baharda çiçek açan, 20-30 cm boyunda, soğanlı bir kültür bitkisi, zafran (Crocus sativus)
-
Bu bitkinin tepeciklerinin kurutulmasıyla elde edilen, bazı yiyecek ve içeceklere tat, koku ve sarı renk vermekte kullanılan toz, zafran
-
[isim]
Süsengillerden, baharda çiçek açan, 20-30 cm boyunda, soğanlı bir kültür bitkisi, zafran (Crocus sativus)
- BUKRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saraçların kullandığı yün kırpıntısı
-
[isim]
Saraçların kullandığı yün kırpıntısı
- SAVRAN
- ...
- HÜSRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
- "Mahinur müteahhitle evlenip gitti, beni hüsranlarımla yalnız bıraktı." (Haldun Taner)
-
Zarar, ziyan
-
[isim]
Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı, batkı
- HİCRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık
- "Bu hicran, dudaklarına ezelî bir nakarat yapıştırmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Ayrılığın neden olduğu onulmaz acı
- "Başıma da konuyor konuyor aman martı kuşları / Gözlerimden boşalır hicran yaşları." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Bir yerden veya bir kimseden ayrılma, ayrılık
- UYARAN
-
-
[sıfat]
Uyarma işini yapan (kimse veya şey), münebbih
-
Organizmada uyarım yaratan, uyarıcı
- "Kahve, uyaran maddelerden biridir."
-
[isim]
Bir uyarım, bir tepki yaratan herhangi bir güç, uyarıcı
-
[sıfat]
Uyarma işini yapan (kimse veya şey), münebbih
- KADRAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem
- "Gün kadranında çarşamba, yerini perşembe ile değiştirdi." (Haldun Taner)
-
Ölçek
-
[isim]
Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem
- KAYRAN
-
-
[isim]
Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük
-
[isim]
Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük
- HARRAN
- ...
- HAVRAN
- ...
- KÜFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nankörlük
-
[isim]
Nankörlük
- AYIRAN
-
-
[sıfat]
Işığı yalın ögelerine ayırma özelliği olan
-
[sıfat]
Işığı yalın ögelerine ayırma özelliği olan
- DEVRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dünya
- "Ben neyleyim büyükse devran."
-
Kader, talih
- "Herkesin başına yazılan gelir, devrandır." (Cem Sultan)
-
Zaman, çağ
- "Ben artık eskisi gibi değilim / Devran değişti." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Dünya
- TAHRAN
- ...
- KATRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
- "Gece karanlığından daha kesif, katran gibi karanlık bir mübarek daire..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde