Sonunda rak olan 6 harfli 22 kelime var. RAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde rak olan kelimeler listesine ya da başında rak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ARK, KAR

2 Harfli Kelimeler

AK, AR, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ANORAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Başlıklı, su geçirmeyen spor ceket

BERRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Duru, temiz, aydınlık, açık
    • "Bu sabah hava berrak / Bu sabah her şey billurdan gibi." (Cahit Sıtkı Tarancı)

KIVRAK

  1. [sıfat] Canlı, hareketli, atik
    • "Lastik ayakkabılarının üstünde kıvrak ve çevikti." (Haldun Taner)
  2. Akıcı, işlek
    • "Kıvrak bir zekâsı var. Kıvrak bir anlatım."
  3. [isim] Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi
  4. [isim] İnce tülbent veya ipekli baş örtüsü
  5. Aceleci
  6. Güzel, şık, yakışıklı

UFARAK

  1. [sıfat] Biraz ufak
    • "Kara ve pos bıyıklar bu kuru ve ufarak yüzü karanlıklar içinde bırakıyordu." (Peyami Safa)

YAPRAK

  1. [isim] Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler
    • "Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar / Bülbülün konduğu dallar perişan." (Karacaoğlan)
    • "Bütün vücudu yaprak gibi titriyordu."
  2. Sarma yapılan asma yaprağı
  3. Börek, baklava vb. şeylerde yufka
    • "Bu baklavada elli yaprak var."
  4. Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak
    • "Takvimin kapak yaprağını ve günlük yapraklarını kolayca çevirdim." (Refik Halit Karay)
  5. Kat kat ayrılabilen şeylerde kat
    • "Mermer yaprağı."
  6. Eni 50 cm, boyu 75 cm olan bayrak ölçüsü
  7. Birkaç parça eklenerek yapılan şeylerde her parça
    • "Beş yapraktan bir yelken. Eteğin arka yaprağı."

OTURAK

  1. [isim] Oturulacak yer veya şey
  2. Alçak iskemle
  3. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
  4. Ördek
  5. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
  6. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
  7. [sıfat] Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
  8. Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

MIZRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uzun saplı, sivri demir uçlu silah, cıda
  2. Atletizmde kullanılan, tek elle savrulan bir alet

YIPRAK

  1. [sıfat] Yıpranmış, aşınmış, eski
    • "İç cebindeki meşin cüzdandan çıkardığım, ortasından ikiye bölünmüş yıprak bir sarı kâğıdı uzatıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)

MATRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalın sopa, değnek
    • "Matrak mı geçiyorsun benimle?" (Necati Cumalı)
  2. [sıfat] Eğlenceli, gülünç, hoş
    • "Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu?" (Atilla İlhan)

ACIRAK

  1. [sıfat] Az acı, acımtırak

ÇAPRAK

  1. [isim] Eyer örtüsü, şaprak

KATRAK

  1. [isim] Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi

KISRAK

  1. [isim] Dişi at
    • "Kurt görmüş bir kısrak heyecanıyla haykıra haykıra kaçtı." (Ömer Seyfettin)

DIŞRAK

  1. [sıfat] Herkesin öğrenmesinde sakınca görülmeyen, gizli kapalı olmayan (her türlü bilgi, öğreti), içrek karşıtı

MİHRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Odak

ŞAKRAK

  1. [sıfat] Şen, neşeli (ses)
    • "Şakrak bir kahkaha."
  2. [zarf] Şen, neşeli, hayat dolu bir biçimde
    • "Yeni çıkan ayın ışığında şakrak ve kıvrak oynuyordu." (Halide Edip Adıvar)

BOZRAK

  1. [sıfat] Rengi boza çalan

TOPRAK

  1. [isim] Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü
    • "Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak."
    • "Bu sabah hesap ettim, küçüğüm toprağa düşeli tam yetmiş üç gece olmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "On dakikaya kalmadan adamcağız sizlere ömür! -Toprağı bol olsun diyeceksiniz." (Refik Erduran)
  2. [sıfat] Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış
    • "İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Boş saatlerde, şimdi ikisi de toprak olan iki dostumla sanat tartışmaları yapıyorduk." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Arazi, tarla
    • "Köylüye toprak dağıtmak."
  4. Kara
    • "Toprağa ayak basmak."
  5. Ülke
    • "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)

KAYRAK

  1. [isim] Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak
  2. Yassı, düz taş
  3. Bileği taşı
  4. Kayağan taş

BAYRAK

  1. [isim] Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
    • "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Matbaaya bir bayrak asmayı uygun gördük." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Öncü
    • "Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Simge, sembol
    • "Kız, Sinekli Bakkal'ın erkek dünyasına meydan okuyan bir bayrak gibiydi." (Halide Edip Adıvar)
  4. Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı
  5. Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak değnek
  6. Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol
    • "Yoldan, bayrağı açık bir taksi çevirdiler." (Mahmut Yesari)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü