Sonunda ra olan 5 harfli 55 kelime var. RA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ra olan kelimeler listesine ya da başında ra olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MEZRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer, ekenek
-
Kırsalda birkaç evden oluşan en küçük yerleşim birimi
-
[isim]
Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer, ekenek
- ŞUARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şairler
-
[isim]
Şairler
- ÇOTRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ağaçtan yapılmış küçük su kabı
- "Elime çotranın yanındaki bir balta geçti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Ağaçtan yapılmış küçük su kabı
- TAHRA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tür eğri budama bıçağı
-
[isim]
Bir tür eğri budama bıçağı
- MECRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yatak
-
Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu
-
[isim]
Yatak
- ABARA
- ...
- ACARA
- ...
- FODRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düz ve dik durması için elbisenin bazı yerlerine kumaşla astar arasına konulan sert ve kolalı bez
-
[isim]
Düz ve dik durması için elbisenin bazı yerlerine kumaşla astar arasına konulan sert ve kolalı bez
- DONRA
-
-
[isim]
Saç kepeği, kaş konağı
-
Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmiş kir
-
[isim]
Saç kepeği, kaş konağı
- BUĞRA
-
-
[isim]
Erkek deve, iki hörgüçlü deve, buğur
-
[isim]
Erkek deve, iki hörgüçlü deve, buğur
- HİDRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidralar takımından, 1 cm uzunluğundaki, vücudu torba biçiminde, ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan tatlı su hayvanı (Hydra)
-
[isim]
Hidralar takımından, 1 cm uzunluğundaki, vücudu torba biçiminde, ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan tatlı su hayvanı (Hydra)
- TAFRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
- "Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
- AVARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
- "Güreş boyunca iki yazar kendi savında direnir ve avara kasnak dönüp durur." (Salâh Birsel)
-
[ünlem]
Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut
-
Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması
-
[isim]
Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
- SOKRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık
-
[isim]
Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık
- MISRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dize
- "Bir beyitte iki mısra bulunur."
-
[isim]
Dize
- OPERA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- "Viyana tiyatrolarına, operasına, aktris hayatına, gece eğlencelerine dair bildiklerini, gördüklerini hep anlattı, anlattı." (Peyami Safa)
-
Bu eseri oynayan sanatçı topluluğu
-
Böyle eserlerin oynandığı yapı
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- DOBRA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[sıfat]
İyi, güzel
-
[sıfat]
İyi, güzel
- AGORA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı
-
[isim]
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı
- SOFRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- "Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hanımlar sessiz hareketlerle ortaya iki sofra kurmuşlardı." (Aka Gündüz)
-
Birlikte yemek yiyenlerin tümü
- "Bizim sofra çok şendir."
-
Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası
- "Bir gün sofra masasının altına saklanmıştım da beni bir türlü bulamamıştın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm
-
Anüs
- "Çocuğun sofrası dışarı fırlamış."
-
[isim]
Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- PUDRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz
-
[isim]
Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz