Sonunda ra olan 5 harfli 55 kelime var. RA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ra olan kelimeler listesine ya da başında ra olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇOPRA
-
-
[isim]
Balık kılçığı
-
Sık çalılık veya sazlık
-
[isim]
Balık kılçığı
- FIKRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
- "Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir." (Burhan Felek)
-
Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü
- "Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı." (Çetin Altan)
-
Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri
- "Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir." (Anayasa)
-
Paragraf
-
Omur
-
[isim]
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
- AVARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
- "Güreş boyunca iki yazar kendi savında direnir ve avara kasnak dönüp durur." (Salâh Birsel)
-
[ünlem]
Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut
-
Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması
-
[isim]
Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
- ZEBRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tek parmaklılardan, ata benzeyen, derisi çizgili, Afrika'da yaşayan memeli hayvan (Equus zebra)
-
[isim]
Tek parmaklılardan, ata benzeyen, derisi çizgili, Afrika'da yaşayan memeli hayvan (Equus zebra)
- FODRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düz ve dik durması için elbisenin bazı yerlerine kumaşla astar arasına konulan sert ve kolalı bez
-
[isim]
Düz ve dik durması için elbisenin bazı yerlerine kumaşla astar arasına konulan sert ve kolalı bez
- KİSRA
- ...
- OPERA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- "Viyana tiyatrolarına, operasına, aktris hayatına, gece eğlencelerine dair bildiklerini, gördüklerini hep anlattı, anlattı." (Peyami Safa)
-
Bu eseri oynayan sanatçı topluluğu
-
Böyle eserlerin oynandığı yapı
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- SUBRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Koltukluk
-
[isim]
Koltukluk
- ABARA
- ...
- KAYRA
-
-
[isim]
Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
-
[isim]
Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
- SOKRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık
-
[isim]
Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık
- MAVRA
-
-
[isim]
Gevezelik
-
Palavra
-
[isim]
Gevezelik
- SOFRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- "Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hanımlar sessiz hareketlerle ortaya iki sofra kurmuşlardı." (Aka Gündüz)
-
Birlikte yemek yiyenlerin tümü
- "Bizim sofra çok şendir."
-
Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası
- "Bir gün sofra masasının altına saklanmıştım da beni bir türlü bulamamıştın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm
-
Anüs
- "Çocuğun sofrası dışarı fırlamış."
-
[isim]
Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- HURRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[ünlem]
Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan "yaşa" anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan "yaşa" anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz
- KOFRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu
-
[isim]
Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu
- SONRA
-
-
[zarf]
Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı
- "Hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim." (Atilla İlhan)
-
Daha uzak ve ileri bir yerde
- "Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz
- "Evvela arabada, sonra sundurmada uyuyup dinlendiğime fena etmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yoksa, aksi hâlde
- "Tembellik etmesin, sonra sınıfta kalır."
-
[isim]
Arkadan gelen bölüm veya zaman
- "Bunun sonrası yok. Bu işi sonraya bırakmamalı."
-
[zarf]
Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı
- BAFRA
- ...
- YOMRA
- ...
- DONRA
-
-
[isim]
Saç kepeği, kaş konağı
-
Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmiş kir
-
[isim]
Saç kepeği, kaş konağı
- ÇIKRA
-
-
[isim]
Sık çalı
-
[isim]
Sık çalı