Sonunda ra olan 5 harfli 55 kelime var. RA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ra olan kelimeler listesine ya da başında ra olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MIRRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve
-
[isim]
Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve
- KOFRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu
-
[isim]
Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu
- SAFRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek veya inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık
-
Gemileri ve her boyda deniz aracını dengede tutmak, istenilen su düzeyine kadar batırabilmek için dip bölümlerine konulan ağırlık, balast
-
Bazı balık ağlarının alt tarafına takılan, ağın su içinde kalmasını sağlayan ağırlık, balast
-
[isim]
Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek veya inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık
- TAFRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
- "Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
- TAHRA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tür eğri budama bıçağı
-
[isim]
Bir tür eğri budama bıçağı
- FIKRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
- "Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir." (Burhan Felek)
-
Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü
- "Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı." (Çetin Altan)
-
Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri
- "Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir." (Anayasa)
-
Paragraf
-
Omur
-
[isim]
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
- ÜMERA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buyurucular, beyler, amirler
-
Üstsubaylar
- "Ordu kumandanı, kendi ümerasından birinin istediği bir matara suyu esirgedi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Buyurucular, beyler, amirler
- PUDRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz
-
[isim]
Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz
- ŞUARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şairler
-
[isim]
Şairler
- SOKRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık
-
[isim]
Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık
- ACARA
- ...
- DOBRA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[sıfat]
İyi, güzel
-
[sıfat]
İyi, güzel
- ÜSERA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Esirler, köleler
- "Bulgarlara esir düşüp fedakâr emirberi Hasan Çavuşun marifetiyle üsera karargâhından firar edişi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Esirler, köleler
- ÇUMRA
- ...
- AGORA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı
-
[isim]
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı
- MECRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yatak
-
Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu
-
[isim]
Yatak
- BUĞRA
-
-
[isim]
Erkek deve, iki hörgüçlü deve, buğur
-
[isim]
Erkek deve, iki hörgüçlü deve, buğur
- SONRA
-
-
[zarf]
Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı
- "Hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim." (Atilla İlhan)
-
Daha uzak ve ileri bir yerde
- "Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz
- "Evvela arabada, sonra sundurmada uyuyup dinlendiğime fena etmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yoksa, aksi hâlde
- "Tembellik etmesin, sonra sınıfta kalır."
-
[isim]
Arkadan gelen bölüm veya zaman
- "Bunun sonrası yok. Bu işi sonraya bırakmamalı."
-
[zarf]
Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı
- LİKRA
- ...
- ZÜRRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarımla uğraşanlar
-
[isim]
Tarımla uğraşanlar