Başında ra olan 5 harfli 39 kelime var. Ra ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ra olan kelimeler listesine ya da sonu ra ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ra bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RAGBİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun
-
[isim]
On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun
- RAHLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa
- "İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa
- RACON
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yol, yöntem, usul
- "Hayri bütün kumar raconunu bilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gösteriş, fiyaka
- "Racon meraklısı bir adam."
- "Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Yol, yöntem, usul
- RAHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döl yatağı
- "Benim ta ana rahmine düştüğüm andan beri olan hayatımı güya araştırmışlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Döl yatağı
- RAUNT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Boks karşılaşmalarında devrelerden her biri
-
[isim]
Boks karşılaşmalarında devrelerden her biri
- RANDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
-
[isim]
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
- RAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
- "Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu arabalar her akşam Beyoğlu'nda Tokatlıyan'ın yaya kaldırımına rampa eder." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set
-
Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç
-
Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek
-
Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması
-
İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk
-
[isim]
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
- RANZA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi, tren, kışla, yatılı okul vb. yerlerde üst üste yapılan yatak yeri
-
[isim]
Gemi, tren, kışla, yatılı okul vb. yerlerde üst üste yapılan yatak yeri
- RAFYA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Afrika ve Amerika'da yetişen, iri gövdeli, uzun yapraklı palmiye (Raphie)
-
Bu palmiyenin dokuma işlerinde kullanılan lifleri
-
[sıfat]
Bu liflerden yapılmış olan
- "Rafya çanta."
-
[isim]
Afrika ve Amerika'da yetişen, iri gövdeli, uzun yapraklı palmiye (Raphie)
- RAKOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası
-
[isim]
Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası
- RAKUN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 cm olan kürklü hayvan (Procyon lotor)
-
[isim]
Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 cm olan kürklü hayvan (Procyon lotor)
- RAKIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yükselti
-
[isim]
Yükselti
- RAMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
"Bir şeyin olmasına çok az kalmak" anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
- "Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
"Bir şeyin olmasına çok az kalmak" anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
- RAKİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herhangi bir işte, bir yarışta, birbirini geçmeye çalışan, aynı şeyi elde etmeye uğraşan (kimse)
- "Bakarsın erkek rakibini de sevgilisini de öldürmüş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Herhangi bir işte, bir yarışta, birbirini geçmeye çalışan, aynı şeyi elde etmeye uğraşan (kimse)
- RAFLI
- ...
- RADON
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, radyum tuzunun su ile işlenmesinden, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif element (simgesi Rn)
-
[isim]
Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, radyum tuzunun su ile işlenmesinden, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif element (simgesi Rn)
- RAKAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri
- "0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, I, II, III ..."
-
Bu işaretlerle yazılmış sayı
-
Nicelik, miktar
- "Kayıplar yüksek bir rakama çıktı."
-
[isim]
Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri
- RADAR
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
-
Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt
-
İçgüdü, seziş
- "... büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
- RAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- "Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Beni son nefesimde rahat bırakmayan herif, bana o vakitler akla gelmez cefalar çektirmişti." (Ömer Seyfettin)
- "Benim ve kardeşimin mektep veya sokak dönüşü kirliliklerimiz yüzünden içlenirdi, bizi yıkayıp temizleyinceye kadar rahat etmezdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Derler ki bugünden itibaren Zeliha'nın kalbi rahat yüzü görmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan
- "Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki..." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen
- "Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Aldırmaz, gamsız
- "Rahat adam."
-
[zarf]
Kolay bir biçimde, kolaylıkla
- "İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız." (Memduh Şevket Esendal)
-
[ünlem]
"Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut
-
[isim]
İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- RABIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağ, bağlama
-
Bağlaç
-
[isim]
Bağ, bağlama