Sonunda r olan 5 harfli 465 kelime var. R harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da başında r harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KENAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
- "O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi." (Orhan Veli Kanık)
- "Kenar gezme dolan yâr gel içeri / Bize mihman olan yâr gel içeri." (Halk türküsü)
- "Hâlâ, elinde bir bohça yapmak istediği bez parçasının kenarını bastırıyordu."
-
Bir şeyi çevreleyen çizgi
-
Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri
- "Bu mendilin kenarı ötekinden daha sade."
-
Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer
- "Ağır, ihtiyar misafirler kenarda bir odadan çıktılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yan
-
Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri
- "Bir üçgenin kenarları."
-
[isim]
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
- VİTİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vitir namazı
-
[isim]
Vitir namazı
- ASPUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yalancı safran
-
[isim]
Yalancı safran
- ÇOMAR
-
-
[isim]
İri köpek, çoban köpeği
-
[isim]
İri köpek, çoban köpeği
- KASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köşk
- "Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş." (Ahmet Ümit)
-
[isim]
Köşk
- ESTER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Oksijenli asitler ile alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde
-
[isim]
Oksijenli asitler ile alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde
- ÇOPUR
-
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- "Etrafıma bakıyor, bu kadar insan içinde çopur yüzü, yanık dudağı..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- KAHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kahredici, zorlayan
-
Baskın gelen, ezen, ezici
-
[sıfat]
Kahredici, zorlayan
- RÖTAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gecikme
- "Küçük bir rötarımız olduğu için Diyarbakır'a ancak saat bire doğru varıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Gecikme
- SİPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- "Tuğla harmanındaki ameleler durup ellerini gözlerine siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kayaların arasını siper aldım, çevreyi gözetlemeye başladım." (Mahmut Yesari)
- "Çatın arkadaşlar da atları çatın / Kurşun bizi tutuyor sipere yatın." (Halk türküsü)
-
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda
- "Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak." (Refik Halit Karay)
- "Siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka, kasket vb.nin önüne yapılan çıkıntı, siperlik
- "Sabahtan beri çektiği şaraplarla epeyce başı dönen meşhur kumandan tolgasının siperini geri itti." (Ömer Seyfettin)
-
Askerlerin savaşta vurulmamaları ve rahat ateş edebilmeleri için kazılmış, üstü açık hendek
- "Ateş yağmuru ikinci kat siperleri geçti." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kuytu, korunulabilen
- "Burası siper bir yerdir."
-
[isim]
Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- TONER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep
-
[isim]
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep
- BEŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanoğlu, insan
-
[isim]
İnsanoğlu, insan
- NEFİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yuf borusu
-
[isim]
Yuf borusu
- NESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz yazı
- "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Düz yazı
- ZAHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açık, belli
-
[isim]
Dış yüz, görünüş
-
[zarf]
Kuşkusuz, elbette, şüphesiz
- "Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki..." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Görünüşe göre, anlaşıldığına göre
- "Ben yanlış biliyormuşum zahir."
-
[sıfat]
Açık, belli
- BUHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü
-
[isim]
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü
- İDRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik
- "Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esaslı bir şey söylemez." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik
- KAYAR
-
-
[isim]
Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
-
Pay
- "Bir temiz ağzının kayarını verdim."
-
[isim]
Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
- RÖGAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kanalizasyona inmek ve tıkanıklığı gidermek üzere yapılmış özel baca
-
[isim]
Kanalizasyona inmek ve tıkanıklığı gidermek üzere yapılmış özel baca
- DUMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Körelme
- "Aşk, bende öyle dumura uğramış bir duygu ki sevmek hasretini bile duyamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Körelme