Sonunda r olan 5 harfli 465 kelime var. R harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da başında r harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BATUR

  1. [isim] Bahadır

FECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tan vakti
    • "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Tan kızıllığı
    • "Bu fecir dediğimiz aydınlanmanın başını belli etmek için ak iplikten kara ipliği seçmek kıstas sayılmıştır." (Burhan Felek)

GELİR

  1. [isim] Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
    • "Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı." (Mahmut Yesari)
  2. Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat

SATIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir sayfa üzerinde alt alta ve yan yana gelen kelimelerden oluşan dizi
    • "Yazılardan bıkmışım artık tek satır okumayayım." (Haldun Taner)

ÇUKUR

  1. [isim] Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer
    • "Eşek sendeleyip yandaki çukurun içine düştü, kalkamadı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kendi ayağınız ve büyük aklınızla gidip düştüğünüz çukurdan bize ne?" (Aka Gündüz)
  2. Çene ve yanaktaki gamze
    • "Ne hoş gülerdi, yanaklarının çukuru ne derli toplu açılırdı." (Refik Halit Karay)
  3. Mezar
    • "Ben, bir ayağı çukurda hasta bir ihtiyarım." (Mahmut Yesari)

KOMAR

  1. [isim] Kuzey Anadolu dağlarında yetişen, 3-5 m boyunda, kışın yapraklarını dökmeyen, iri ve mor çiçekleri olan bir ağaç (Hododendron ponticum)

MÜRUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma
  2. Geçip gitme
  3. Sona erme

PÜSÜR

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir şeyin can sıkıcı, karışık ayrıntısı veya pürüzü
  2. Can sıkıcı, istenmeyen kimse
    • "Kendi yetmiyormuş gibi bir de peşine püsür takmış!"
  3. [sıfat] Tembel, kalpazan
  4. [sıfat] Karışık, dolaşık (ip, saç vb.)
  5. [sıfat] Karışık, kusurlu (iş)

ZİFİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tütün dumanının bıraktığı yağlı kir
    • "Bıyıklarının ortası belli ki tütün zifirinden kınalı bir renk almıştı." (Refik Halit Karay)

ZIPIR

  1. [sıfat] Şımarık ve delice tavırlı, hareketlerinde ölçüsüz, delişmen, zırtapoz
    • "Mesrure, zıpır bir oğlanla karşısına çıkmaktan çekinmiyor, herkes bana ne der diye düşünmüyor." (Memduh Şevket Esendal)

BICIR
...
TETİR

  1. [isim] Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı
  2. Yeşil ceviz kabuğu, nar vb. bitkilerin bıraktığı kalıcı boya lekesi

AYSAR

  1. [sıfat] Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
  2. Değişken huylu, kararsız (kimse)

HUMAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçki veya uyku sersemliği

GÖÇER

  1. [sıfat] Göçebe

ILTAR

  1. [isim] Çoban köpeklerinin boğazına takılan çivili demir

İŞYAR

  1. [isim] Bir işle görevli olan kimse, görevli, memur

SATİR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yergi

KİBİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik
    • "Kibirden vazgeçersek sevimli oluruz." (Cemil Meriç)
    • "Ayan azası olduğu için, bekleme salonunda birkaç dakika kalmak bile kibrine dokunmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Gurur
    • "Süheyl o gün orada, saçma kibrine kapılmayıp tek bir kelime, Serap'ın beklediği iki heceli tek bir kelime söylemiş olsaydı, her şey değişebilirdi." (Haldun Taner)

SEFER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yolculuk
    • "Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Nice seneler geçti dönen yok seferinden." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Ne hoş, ey güzel Tanrı'm, ne hoş / Maviliklerde sefer etmek" (Orhan Veli Kanık)
  2. Kez, yol, defa
    • "Bu sefer ben söylüyorum, tekrar ediyorum." (Refik Halit Karay)
  3. Genellikle ülke dışına yapılan askerî harekât, savaşa gitme, savaş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü