Sonunda r olan 4 harfli 81 kelime var. R harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da başında r harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ONAR

  1. [sıfat] On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada

ÖBÜR

  1. [sıfat] Öteki, diğer
    • "Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

AĞIR

  1. [sıfat] Tartıda çok çeken, hafif karşıtı
    • "Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
    • "Yerli halıları gördüm; koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "... bir odacının ağzından bu cevabı almak insana öyle ağır geliyor ki." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Çapı, boyutları büyük
    • "Ağır top. Ağır tank."
    • "Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu." (Tarık Buğra)
    • "Hakem tarafından verilen kırmızı kart ağır kaçtı."
  3. Değeri çok olan, gösterişli
    • "Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi." (Mithat Cemal Kuntay)
  4. Çetin, güç
    • "Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  5. Tehlikeli, korkulu, vahim
  6. Sıkıntı veren, bunaltıcı
  7. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı
    • "Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum." (Nurullah ataç)
  8. Ağırbaşlı, ciddi
    • "Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı. Fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı." (Halide Edip Adıvar)
  9. Keskin, boğucu (koku)
    • "Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır." (Falih Rıfkı Atay)
  10. Sindirimi güç (yiyecek)
    • "Ağır bir yemek."
  11. Yoğun
    • "Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı." (Abbas Sayar )
  12. Uyanılması güç, derin (uyku)
  13. Kısık, alçak
    • "Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi." (Osman Cemal Kaygılı)
  14. Güç işiten, sağır
  15. [zarf] Yavaş
    • "Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu." (Etem İzzet Benice)
  16. [isim] Ağır sıklet
    • "Yıllarca ağırda güreşti."
  17. Davranışları yavaş olan
    • "Ağır adam."

OKAR

  1. [isim] Telli balıkçıl

NÖTR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Tarafsız, yansız, etkisiz
  2. Elektriğe karşı hiçbir tepkisi olmayan, yansız
  3. Yansız

İŞAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazı ile bildirme

ŞUUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilinç

OMUR

  1. [isim] Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
    • "Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları."

ATAR
...
EFOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çaba, güç

AHAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım

AZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Paylama

ETER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
  2. Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
  3. Bir tür organik yağ çözücü

EĞİR

  1. [isim] Arıların çıkardığı bir tür salgı

JANR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tarz
    • "1925'te onu, sonraları bilhassa hikâyelerinde kullanılacağı bir janrın, korkunun şairi olarak görüyoruz." (Zeki Ömer Defne)
  2. Tür

GAYR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başka kimse, başkası
    • "Gayre muhtaç olmamak."

AÇAR

  1. [isim] Anahtar
  2. İştah açmak için yemekten önce içilen alkollü içki, aperitif

ESİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tutsak
    • "Beyhude ölmektense esir düşüp yaşamayı tercih ettikleri için teslim oldular." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Düşman başkumandanı ... esir oldu." (Aka Gündüz)
  2. Köle
  3. Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse
    • "Onun güzelliğinin esiri oldular."

EYER

  1. [isim] Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
    • "Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti." (Ömer Seyfettin)

SPOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kişisel veya toplu yarışlar biçiminde yapılan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü
  2. [sıfat] Kullanışı rahat, kolay olan
    • "Hiç değilse spor bir ceket ister şöyle." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü