Sonunda r olan 4 harfli 81 kelime var. R harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da başında r harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OKUR
-
-
[isim]
Okuyan kimse, okuyucu, kari
- "Bu iki yazar çok okuru olmanın tadını çıkarmasını da bilmişlerdir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Okuyan kimse, okuyucu, kari
- SAİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Başka, öteki, diğer
- "Onun sair işlerini bir dereceye kadar engelledi ise de ne zararı var!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Başka, öteki, diğer
- ASUR
- ...
- ENİR
-
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
- AKAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret
- "Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret
- ECİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevap
- "Bu sabrın ecri büyüktür." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Ücret
-
[isim]
Sevap
- AKOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması
-
[isim]
Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması
- ÖBÜR
-
-
[sıfat]
Öteki, diğer
- "Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Öteki, diğer
- ŞİİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım
- "Halk şiirinden, divan şiirinden değil, şiir mefhumundan, sadece şiirden bahsedeceğim." (Nurullah ataç)
- "Onun bir parçası olan insan da tazelenir bu mevsimde, ozanların şiir düzmeleri bu yüzdendir işte." (Melih Cevdet Anday)
-
Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey
- "Burada herkes kendi gönlünden olduğu kadar bu tabiatın içinden gelen bir şiiri dinler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım
- OLUR
-
-
[sıfat]
Olabilir
- "Bu olur iş mi?"
- "Olur ki kıza bir söz atar, olur ki sarkıntılık ederler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Olur tesadüf değil, dün Büyükada iskelesinde karşı karşıya gelince şaşırakaldım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Onay, tasdik, yapabilme izni
-
[edat]
“Evet” anlamında bir kabul sözü
- "Gazeteyi okur musun? -Olur."
-
[sıfat]
Olabilir
- DAİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- "Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- AHIR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Evcil büyükbaş hayvanların barındığı kapalı yer, hayvan damı
-
[isim]
Evcil büyükbaş hayvanların barındığı kapalı yer, hayvan damı
- LUTR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su samuru
-
Su samurundan elde edilen post
-
[sıfat]
Bu posttan yapılmış olan
- "İyi ama kışın arkanda lutr manto vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Su samuru
- EPER
-
-
[isim]
Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
-
[isim]
Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
- OMUR
-
-
[isim]
Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
- "Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları."
-
[isim]
Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
- AVAR
- ...
- ONAR
-
-
[sıfat]
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada
-
[sıfat]
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada
- ONUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
- "Piyesini sahneye koymaktan büyük onur duyduğunu söyledi." (Cahit Uçuk)
- "Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum." (Refik Halit Karay)
-
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar
- "Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez." (Tarık Buğra)
-
[isim]
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
- ACUR
-
-
[isim]
Kabakgillerden, kabuğu çizgili ve tüylü, yeşil veya sarımtırak, üzeri yeşil lekeli, irice bir meyve (Cucumis flexuosus)
-
[isim]
Kabakgillerden, kabuğu çizgili ve tüylü, yeşil veya sarımtırak, üzeri yeşil lekeli, irice bir meyve (Cucumis flexuosus)
- EFOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çaba, güç
-
[isim]
Çaba, güç