Başında r olan 4 harfli 55 kelime var. R harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde r harfi olan kelimeler listesine ya da sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında r bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

RIZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Razı olma, isteme, istek
    • "Yarım yamalak ıslahat tedbirlerine inanmaktansa kazaya rıza göstermek bana daha hoş görünür." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "... kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz." (Anayasa)

RİZE
...
ROZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir tür pembe şarap, gül şarabı

RACİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geri dönen
    • "Bu sözün ona raci olmadığını temin ederim."
  2. Dokunan, ilgilendiren, dayanan

RÜYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düş
    • "Annemi ölmüş gördüm rüyamda / Ağlayarak uyanmışım." (Orhan Veli Kanık)
    • "Yolculuğumuz rüya gibi geçti."
    • "Geceleri Avrupa şehirleri rüyama girer." (Ömer Seyfettin)
  2. Gerçekleşmesi imkânsız durum, hayal
    • "Bu saadetin bir ay, bir buçuk ay sonra yeniden bir rüya olacağını bile aklına getirmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Gerçekleşmesi beklenen ve istenen şey, umut

REVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yakışır, yerinde, uygun
    • "Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim?" (Şarkı)
    • "İstanbul'da işgal kuvvetleri fertlerinin halka reva görmediği cefa ve zulüm kalmamıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

RAMP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer
    • "Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı." (Haldun Taner)

RUMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anadolu Selçuklularının üsluplaştırdıkları filiz, yaprak ve hayvan motiflerinden oluşmuş dolaşık süsleme

RÜŞT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Erginlik

RİKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi

RAZI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden
    • "O anda insan her felakete, her musibete razıdır." (Refik Halit Karay)
    • "Yalvardı yakardı, beni, fabrikayı beklemeye razı etti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Allahın emri, Peygamberin kavliyle varmaya belki razı olurum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

REMİ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu

REYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
    • "Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler." (Haldun Taner)

REJİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunu yönetme
    • "Schweikart'ın rejisindeki temsilî bir defter dolduracak kadar notlar alarak izlemiştim." (Haldun Taner)
  2. Tekel idaresi
    • "Daha edeceğiniz nice iyilikleri bekleyen reji hademesi sizi evliya bilir." (Abdülhak Şinasi Hisar)

RANT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir
    • "Fırlayan arsa rantları, oy ticareti hissesi olarak paylaşıldı." (Aydın Boysan)

RÖLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör

ROZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir tür pembe elmas
  2. [sıfat] Bu elmasla yapılmış olan (takı)
    • "Roza küpe."

RİNA

  1. [isim] Tırpana

RAKI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslan sütü
    • "Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu." (Ömer Seyfettin)

RATE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Başarısız
    • "Bunlar hâlâ kokmuş ve rate bir romantizmi önümüze sürüyorlar." (Asaf Halet Çelebi)
  2. Yaşlı, verimsiz, geçimsiz (kimse)
    • "Kaldı ki dikkat edilince görülür ki, bunlar gençliklerinde de olumlu bir şeyler verememiş olan ratelerdir." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü