Sonunda pı olan 9 kelime var. PI ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pı olan kelimeler listesine ya da başında pı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ALTYAPI, ÜSTYAPI
ÇARPI, ÇIRPI, PIRPI, YALPI
KAPI, TAPI, YAPI
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜSTYAPI
-
-
[isim]
Altyapı üzerine kurulan, oturmaya veya üretime yarayan yapıların tümü
-
Altyapı üzerinde oluşan kültür, din, sanat, felsefe, bilim, ülkü, siyasal kurumlar gibi toplumsal değerleri içeren genel kavram, altyapı karşıtı
- "Ahlakla her şeyin çözümlenemeyeceğini, ahlakın bir üstyapı olduğunu bilenlerdenim." (Haldun Taner)
-
Demir yolculukta toprak düzleme hattının ve köprü, kemer vb. sanat eserlerinin üstünde yapılan ve demir yolu hattının döşenmesini amaçlayan etkinliklerin tümü
-
Bir alaşımın mikroskop kullanmadan çıplak gözle incelenen yüzeysel tabakalarından anlaşılabilen genel yapısı
-
[isim]
Altyapı üzerine kurulan, oturmaya veya üretime yarayan yapıların tümü
- ALTYAPI
-
-
[isim]
Bir yerleşim yeri veya bir yapı için gerekli olan yol, kanalizasyon, su, elektrik vb. tesisatın tümü
-
Bireyin edindiği bilgi ve deneyim
- "Türk romanı kendini belirleyen altyapı kurumlarının dışında, onlardan ileri bir aşamadadır." (Selim İleri)
-
Toplumun ekonomik yapısını oluşturan ve insan bilincinden bağımsız olarak biçimlenen üretim ilişkilerinin hepsi, üstyapı karşıtı
-
[isim]
Bir yerleşim yeri veya bir yapı için gerekli olan yol, kanalizasyon, su, elektrik vb. tesisatın tümü
- PIRPI
-
-
[isim]
Yılan sokmasına karşı ilaç olduğuna inanılan bir tür taş, yılan taşı
-
[isim]
Yılan sokmasına karşı ilaç olduğuna inanılan bir tür taş, yılan taşı
- YALPI
-
-
[isim]
Eğimli yüzey, yamaç
-
İki tepe arasındaki düzlük
-
[isim]
Eğimli yüzey, yamaç
- ÇARPI
-
-
[isim]
Kaba sıva, çarpma sıva
-
Birbiriyle çarpılan iki sayı arasına konulan işaret: "a x b" veya "a . b", "a çarpı b" diye okunur
-
[isim]
Kaba sıva, çarpma sıva
- ÇIRPI
-
-
[isim]
Dal, budak kırpıntısı
- "Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakmak yoluyla çizgi çizme
- "Çırpı vurmak."
-
Çok zayıf
-
[isim]
Dal, budak kırpıntısı
- YAPI
-
-
[isim]
Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
-
Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat
-
Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme
- "Kırıkkale yapısı bir tabanca."
-
Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
- "Yapısı sağlam, güzel bir erkekti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür
- "Dil yapısı. Cümle yapısı."
-
Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün
-
Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür
-
[isim]
Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
- TAPI
-
-
[isim]
Tanrı
- "Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı" (Karacaoğlan)
-
[isim]
Tanrı
- KAPI
-
-
[isim]
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı
- "Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın." (Tomris Uyar)
- "Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok." (Muammer İzgü)
- "Rumeli'de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti." (Ömer Seyfettin)
- "Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
- "Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer
-
Devlet dairesi
- "Hükûmet kapısı."
-
Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
- "Onların başvuracağı her kapıya gitmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gidere yol açan gereksinim
- "Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı."
-
Ev gezmesi için gidilen yer
- "Bugün yine kaç kapı dolaştın?"
-
[isim]
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı