Başında pürüz olan 12 kelime var. Pürüz ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pürüz olan kelimeler listesine ya da sonu pürüz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında pürüz bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PÜRÜZLENDİRMEK
PÜRÜZLENDİRME
PÜRÜZLENMEK, PÜRÜZSÜZLÜK
PÜRÜZLEMEK, PÜRÜZLENME, PÜRÜZLÜLÜK
PÜRÜZALIR, PÜRÜZLEME
PÜRÜZSÜZ
PÜRÜZLÜ
PÜRÜZ
P R Z Ü Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
PÜRÜZ
3 Harfli Kelimeler
PÜR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PÜRÜZLENDİRMEK
- ...
- PÜRÜZLENDİRME
- ...
- PÜRÜZSÜZLÜK
-
-
[isim]
Pürüzsüz olma durumu
- "Cenap Şehabettin Bey'in aşk şiirlerinin pürüzsüzlüğü derecesinde değilse bile daha içinden gelen ve şahsi bir cazibeyle eserler yazmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Pürüzsüz olma durumu
- PÜRÜZLENMEK
-
-
[nsz]
Pürüz oluşmak, pürüzlü duruma gelmek
-
Ses boğuk ve bozuk çıkmak
- "Konserlerde sesi pürüzlendiği zaman böyle yapardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir iş, durum vb. karışık ve güç bir duruma gelmek
-
[nsz]
Pürüz oluşmak, pürüzlü duruma gelmek
- PÜRÜZLÜLÜK
- ...
- PÜRÜZLENME
-
-
[isim]
Pürüzlenmek işi
-
[isim]
Pürüzlenmek işi
- PÜRÜZLEMEK
-
-
[-i]
Yapılarda sıva, alçı veya boyanın daha iyi tutmasını sağlamak amacıyla yüzeyi pürüzlü duruma getirmek
-
[-i]
Yapılarda sıva, alçı veya boyanın daha iyi tutmasını sağlamak amacıyla yüzeyi pürüzlü duruma getirmek
- PÜRÜZALIR
-
-
[isim]
Bir borunun ağzına biçim vermek, genişletmek veya çapaklarını, pürüzlerini almak için kullanılan, çevresinde kesici yüzü bulunan alet
-
[isim]
Bir borunun ağzına biçim vermek, genişletmek veya çapaklarını, pürüzlerini almak için kullanılan, çevresinde kesici yüzü bulunan alet
- PÜRÜZLEME
-
-
[isim]
Pürüzlemek işi
-
[isim]
Pürüzlemek işi
- PÜRÜZSÜZ
-
-
[sıfat]
Pürüzü olmayan
- "Yüzü bir sabah gibi düz ve pürüzsüzdü." (Kenan Hulusi )
-
Düzgün, falsosuz (ses)
- "Pürüzsüz, billur gibi sesleri İncirlik, Kanlıdere taraflarını çın çın öttürüyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Pürüzü olmayan
- PÜRÜZLÜ
-
-
[sıfat]
Pürüzü olan
- "Pürüzlü cilt."
-
Boğuk ve bozuk (ses)
- "Sesi hâlâ pürüzlü idi." (Haldun Taner)
-
Karışık, güç (durum, iş)
- "Mesele pürüzlüdür, bir skandal hâlini almasından korkulur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Pürüzü olan
- PÜRÜZ
-
-
[isim]
Bir şeyin düzgünlüğünü bozacak çıkıntı, gedik veya kusur
- "Cildin pürüzleri."
-
Engel, güçlük
-
[isim]
Bir şeyin düzgünlüğünü bozacak çıkıntı, gedik veya kusur