Başında pi olan 6 harfli 39 kelime var. Pi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pi olan kelimeler listesine ya da sonu pi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında pi bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

P İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İP, Pİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PİŞMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
    • "Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu." (Necati Cumalı)

PİŞDAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Öncü
  2. Öncülük eden, önde giden kimse
    • "Pişdarlarımız son dağların üstünden İzmir'e bakıyor." (Falih Rıfkı Atay)

PİYALE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Şarap bardağı, içki kadehi
    • "Ateş doludur tutma, yanarsın / Karşındaki şu gülgûn piyale." (Ahmet Haşim)

PİYATA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yassı ve büyük yemek tabağı
  2. [sıfat] Yassı

PİNHAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Gizli, saklı, gizlenmiş

PİLİLİ

  1. [sıfat] Pilisi olan, kırmalı

PİÇLİK

  1. [isim] Piç olma durumu
    • "Anaları nikâhlı değil, benim diye kaydolurlarsa piçlikten kurtulurlar." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kalleşçe yapılan kötü davranış

PİRELİ

  1. [sıfat] Pire bulunan
    • "Pireli yatak."
  2. Her şeyden bir anlam çıkaran, kuşkulu, işkilli, vesveseli
    • "Pireli bir adam."

PİRUHİ

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Bir çeşit hamur yemeği

PİYADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yaya olarak savaşan askerlerin oluşturduğu sınıf
    • "Genellikle piyadeler savaşta en önde giderler."
  2. Bu sınıftan olan asker
    • "Sınıfımda piyade birincisi olarak çıktım." (Ömer Seyfettin)
  3. Piyon
  4. Bir çift kürekle yönetilen bir tür hafif kayık
  5. Yaya

PİKOLO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Normal bir flütün bir oktav tizine ayarlanmış küçük flüt

PİYASA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar
    • "Şimdi de pazar, piyasa yerlerinde, mahalle dolaylarında tanır, sayarlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Akşamları böyle kapı önünde piyasa eder." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir yol üzerinde gidip gelerek gezinme
    • "Kahvenin önünden dört beş kere daha geçer, akşam piyasasını yapardım." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Alışveriş fiyatı, geçerli fiyat
    • "Sonbaharda, yakında açılacak tütün piyasasının haberleriyle ümitlenir, tasalanır, yüzleri bir gün gülerse beş gün kederli kalırdı." (Necati Cumalı)
  4. Arz ve talebin karşılaştığı alan
  5. Ortalık
    • "Bunlardan bir kısmı bugün piyasada alaturka çalgıcılığın en ileri gelenlerindendir." (Osman Cemal Kaygılı)

PİNPON

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Masa tenisi

PİŞKİN

  1. [sıfat] Gereğince pişmiş
    • "Pişkin ekmek."
  2. Çabuk pişen, pişeğen, pişek
    • "Pişkin nohut."
  3. Saygısızca davranarak işini yürüten
    • "Hiç istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Girgin
    • "Vasıf'ı hem arkadaş canlısı bir insan hem de gayet pişkin bir politikacı olarak tanıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun
    • "Onların çoğu şimdi, yaşını başını almış, akıllı uslu, pişkin adamlardır." (Reşat Nuri Güntekin)

PİYORE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Diş eti iltihabı

PİANTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Ayakkabı tabanının geniş bırakılan kenarı

PİLAKİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
    • "Fasulye pilakisi. Balık pilakisi."
  2. [sıfat] Aptal, ahmak

PİRİNÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
    • "Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu bitkinin besin olarak kullanılan taneleri

PİLİSE
...
PİŞMEK

  1. [nsz] Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek
    • "Börek geç pişer."
    • "Biz olanca gücümüzle Batılılaşmaya çalışırken senin bu düşüncelerin pişmiş aşa soğuk su katıyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Büyük kalabalığa varana kadar sanat eserinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına bile gelmemiştir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Isıtma sonucu belirli bir kullanıma uygun duruma gelmek
    • "Tuğla, çanak çömlek özel ocaklarda pişer."
  3. Meyve olgun duruma gelmek
    • "... yere düşenlerin beraberce yenmesine önce ses çıkarmadılar fakat yemişler pişip tatlılaşınca iş değişti." (Refik Halit Karay)
  4. Pişik oluşmak
    • "Çocuğun apış arası pişmiş."
  5. Bir konuyu iyice öğrenmek
  6. İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak, zorlukları göğüslemek
    • "Ama ticarette küçükten pişmek lazım." (Sait Faik Abasıyanık)
  7. Herhangi bir iş için konuşup hazırlanmak
  8. Bunalacak kadar sıcaklık duymak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü