Başında pi olan 6 harfli 39 kelime var. Pi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pi olan kelimeler listesine ya da sonu pi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında pi bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
P İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İP, Pİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PİPOLU
- ...
- PİRİNÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
- "Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bu bitkinin besin olarak kullanılan taneleri
-
[isim]
Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
- PİŞMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- "Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- PİÇLİK
-
-
[isim]
Piç olma durumu
- "Anaları nikâhlı değil, benim diye kaydolurlarsa piçlikten kurtulurlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Kalleşçe yapılan kötü davranış
-
[isim]
Piç olma durumu
- PİRANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık
-
[isim]
Genellikle Güney Amerika'da rastlanan, grup hâlinde avlanan ve avını kısa sürede iskeleti kalıncaya kadar yiyen yırtıcı balık
- PİANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ayakkabı tabanının geniş bırakılan kenarı
-
[isim]
Ayakkabı tabanının geniş bırakılan kenarı
- PİSTON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı araçlarda, motorlarda bir silindir içinde düzenli hareket eden daha küçük çaplı silindir, itenek
- "Şırınga pistonu sıvıyı önce çeker, sonra dışarıya verir."
-
Kayırıcı
- "Kimi değişiklik arayan, kimi profesyonel piston peşinde olan çok kadın tanıdım." (Refik Erduran)
-
[isim]
Bazı araçlarda, motorlarda bir silindir içinde düzenli hareket eden daha küçük çaplı silindir, itenek
- PİNÇİK
- ...
- PİŞKİN
-
-
[sıfat]
Gereğince pişmiş
- "Pişkin ekmek."
-
Çabuk pişen, pişeğen, pişek
- "Pişkin nohut."
-
Saygısızca davranarak işini yürüten
- "Hiç istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Girgin
- "Vasıf'ı hem arkadaş canlısı bir insan hem de gayet pişkin bir politikacı olarak tanıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun
- "Onların çoğu şimdi, yaşını başını almış, akıllı uslu, pişkin adamlardır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gereğince pişmiş
- PİŞTOV
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Osmanlı ordusunda bir süre kullanılan, paçavrayla sıkıştırılmış barutu horozunda bulunan çakmak taşı ile ateşleyip kurşun bilyeyi atan, kısa namlulu, tek atış yapılabilen bir tür tabanca
- "Pencere açıldı Bilâl oğlan piştov patladı / Gidin bakın kanlıda Bilâl yine kimi hakladı" (Halk türküsü)
-
[isim]
Osmanlı ordusunda bir süre kullanılan, paçavrayla sıkıştırılmış barutu horozunda bulunan çakmak taşı ile ateşleyip kurşun bilyeyi atan, kısa namlulu, tek atış yapılabilen bir tür tabanca
- PİŞMEK
-
-
[nsz]
Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek
- "Börek geç pişer."
- "Biz olanca gücümüzle Batılılaşmaya çalışırken senin bu düşüncelerin pişmiş aşa soğuk su katıyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Büyük kalabalığa varana kadar sanat eserinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına bile gelmemiştir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Isıtma sonucu belirli bir kullanıma uygun duruma gelmek
- "Tuğla, çanak çömlek özel ocaklarda pişer."
-
Meyve olgun duruma gelmek
- "... yere düşenlerin beraberce yenmesine önce ses çıkarmadılar fakat yemişler pişip tatlılaşınca iş değişti." (Refik Halit Karay)
-
Pişik oluşmak
- "Çocuğun apış arası pişmiş."
-
Bir konuyu iyice öğrenmek
-
İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak, zorlukları göğüslemek
- "Ama ticarette küçükten pişmek lazım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Herhangi bir iş için konuşup hazırlanmak
-
Bunalacak kadar sıcaklık duymak
-
[nsz]
Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek
- PİLAKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
- "Fasulye pilakisi. Balık pilakisi."
-
[sıfat]
Aptal, ahmak
-
[isim]
İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
- PİLİSE
- ...
- PİYANO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Klavyeli, telli, değişik tuşlara basılarak çalınan ağır ve büyük çalgı
- "Her evden ut veya piyano, muhakkak bir saz sesi duyulur." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Yavaş bir biçimde, sesleri hafifleterek
-
[isim]
Klavyeli, telli, değişik tuşlara basılarak çalınan ağır ve büyük çalgı
- PİNHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Gizli, saklı, gizlenmiş
-
[sıfat]
Gizli, saklı, gizlenmiş
- PİLELİ
- ...
- PİDECİ
-
-
[isim]
Pide yapan veya satan kimse
-
[isim]
Pide yapan veya satan kimse
- PİKNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yemek yemek, eğlenmek için açık alanda yapılan günübirlik gezinti
- "Bizimkiler, bugün damat bey ailesi tarafından tertip edilmiş bir pikniğe davetli..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Suyu, yeşilliği olan mesire yeri
-
[isim]
Yemek yemek, eğlenmek için açık alanda yapılan günübirlik gezinti
- PİRELİ
-
-
[sıfat]
Pire bulunan
- "Pireli yatak."
-
Her şeyden bir anlam çıkaran, kuşkulu, işkilli, vesveseli
- "Pireli bir adam."
-
[sıfat]
Pire bulunan
- PİSLİK
-
-
[isim]
Kir
- "Çocuğun yüzü gözü pislik içinde kaldı."
-
Dışkı, necaset
- "Şu kedi pisliğini temizlesinler."
-
Pis olma durumu
- "Şu mutfağın pisliğine bakın."
-
Kötü, zararlı davranış veya iş
- "Bu emel bizi elimizden tutarak yükseltiyor, muhitin pisliğinden uzak tutuyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Kötü durum
-
Başkalarına zarar veren kimse
-
[isim]
Kir