Başında pen olan 36 kelime var. Pen ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde pen olan kelimeler listesine ya da sonu pen ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında pen bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PENGUENGİLLER
PENÇELEŞMEK, PENÇELETMEK
PENCERESİZ, PENÇELEMEK, PENÇELEŞME, PENÇELETME, PENGUENLER
PENCERELİ, PENÇELEME, PENİSİLİN, PENTATLON
PENCÜYEK, PENÇESİZ, PENDNAME, PENEPLEN
PENALTI, PENCERE, PENCÜDÜ, PENCÜSE, PENÇELİ, PENÇGAH, PENGUEN, PENUVAR
PENCİK, PENDİK, PENTAN
PENÇE, PENES, PENGÖ, PENİS, PENSE, PENYE
PENA, PENİ, PENS
E N P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE, PE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PENGUENGİLLER
-
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan, kuşlar sınıfının penguenler takımının bir familyası
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan, kuşlar sınıfının penguenler takımının bir familyası
- PENÇELEŞMEK
-
-
[nsz]
Pençe pençeye gelmek, kavga etmek, dövüşmek
-
Çok uğraşmak, mücadele etmek
- "Delikanlı beş saat dalgalarla aslanlar gibi pençeleşmiştir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Pençe pençeye gelmek, kavga etmek, dövüşmek
- PENÇELETMEK
-
-
[-i]
Pençeleme işini yaptırmak
-
[-i]
Pençeleme işini yaptırmak
- PENGUENLER
-
-
[isim]
Penguengiller familyasını içine alan takım
-
[isim]
Penguengiller familyasını içine alan takım
- PENCERESİZ
-
-
[sıfat]
Penceresi olmayan
- "İçeride, penceresiz, dört köşe odanın içine otuz beş kişiyi yığıvermişler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Penceresi olmayan
- PENÇELETME
-
-
[-i]
Pençeletmek işi
-
[-i]
Pençeletmek işi
- PENÇELEMEK
-
-
[-i]
Yırtıcı hayvan pençesiyle kapmak, yakalamak, pençe vurmak
-
Ayakkabıya pençe yapmak
-
[-i]
Yırtıcı hayvan pençesiyle kapmak, yakalamak, pençe vurmak
- PENÇELEŞME
-
-
[isim]
Pençeleşmek işi
-
[isim]
Pençeleşmek işi
- PENCERELİ
-
-
[sıfat]
Penceresi olan
- "O sekiz pencereli odayı bir türlü açamadı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Penceresi olan
- PENÇELEME
-
-
[isim]
Pençelemek işi
-
[isim]
Pençelemek işi
- PENTATLON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Yunan'da koşu, uzun atlama, cirit atma, disk atma ve güreşi kapsayan atletizm yarışması
-
Günümüzde uzun atlama, cirit atma, disk atma, 200 ve 1500 m koşularını kapsayan atletizm yarışması
-
[isim]
Eski Yunan'da koşu, uzun atlama, cirit atma, disk atma ve güreşi kapsayan atletizm yarışması
- PENİSİLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mikroplu hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tür antibiyotik
-
[isim]
Mikroplu hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tür antibiyotik
- PENDNAME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Öğüt kitabı
-
[isim]
Öğüt kitabı
- PENCÜYEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün birli gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün birli gelmesi
- PENEPLEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yontuk düz
-
[isim]
Yontuk düz
- PENÇESİZ
-
-
[sıfat]
Pençesi olmayan
-
[sıfat]
Pençesi olmayan
- PENÇELİ
-
-
[sıfat]
Pençesi olan
-
Pençe vurulmuş (ayakkabı)
- "Altları delinmiş, kat kat pençeli pabuçlarını çıkardı, ağır ağır çıktı merdiveni." (Orhan Kemal)
-
Güçlü
-
Sataşkan
-
[sıfat]
Pençesi olan
- PENALTI
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- "En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın bacak arasından en olmayacak golleri yerdi." (Haldun Taner)
-
Elemeli futbol maçlarının sonrasındaki eşitlik durumlarında takımların birbirlerine üstünlük sağlamaları için rakip kaleye en az beşer kez yaptığı vuruş
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- PENUVAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür sabahlık
-
[isim]
Bir tür sabahlık
- PENCERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
- "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık