Başında par olan 7 harfli 21 kelime var. Par ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde par olan kelimeler listesine ya da sonu par ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında par bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A P R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARP, RAP
2 Harfli Kelimeler
AR, PA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARASAL
-
-
[sıfat]
Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal
- "Parasal kuvvete sahip kimselerin kitaplarıma gösterdikleri ilgi bana güç veriyor." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal
- PARABOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir düzlemin odak denen sabit bir noktadan ve doğrultman denen sabit bir doğrudan eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri
-
[isim]
Bir düzlemin odak denen sabit bir noktadan ve doğrultman denen sabit bir doğrudan eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri
- PARAŞÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hava taşıtından, yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç
-
[isim]
Hava taşıtından, yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç
- PARDÖSÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Serin havalarda öbür giysilerin üzerine giyilen, paltodan ince üstlük
- "Sırtında kumaştan kül rengi bir pardösü, ayaklarında da alçak topuklu kahverengi ayakkabılarla çıktı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Serin havalarda öbür giysilerin üzerine giyilen, paltodan ince üstlük
- PARÇALI
-
-
[sıfat]
Birden çok parçadan oluşmuş
- "Parçalı etekler moda."
-
Mobilyacılıkta, parçalara ayrılarak yeniden başka biçimlerde oluşturulabilen, modüler
-
[sıfat]
Birden çok parçadan oluşmuş
- PARTNER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Eş
-
İş arkadaşı, ortak
-
Cinsellikte tarafların her biri
-
Kâğıt oyunlarında ortak
-
[isim]
Eş
- PARAGÖZ
-
-
[sıfat]
Parayı çok seven, paraya çok düşkün, para canlısı (kimse)
- "Bundan dolayı bu paragöz adamın sırf körpeliğinden dolayı aldığı ufak tefek kızcağızı herkes görmek istiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Parayı çok seven, paraya çok düşkün, para canlısı (kimse)
- PARTİCİ
-
-
[isim]
Parti üyesi
- "Particiler köyleri dolaşıyorlar."
-
Bir partiye çok bağlı olan, o partinin öğretisini savunmayı, onun çıkarlarını korumayı amaç edinen kimse
-
Siyasi gücünü yalnız kendi yandaşlarına çıkar sağlamak için kullanan kimse
-
[isim]
Parti üyesi
- PARAVAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde
- "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm." (Aka Gündüz)
-
Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan
-
[isim]
Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde
- PARAFİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Katran, petrol, neft vb. maddelerden çıkarılan, katı, beyaz, yarı saydam, buharı parlak bir alevle yanan, kimyasal etkenlere karşı ilgisiz, katı hidrokarbon, alkan
-
[isim]
Katran, petrol, neft vb. maddelerden çıkarılan, katı, beyaz, yarı saydam, buharı parlak bir alevle yanan, kimyasal etkenlere karşı ilgisiz, katı hidrokarbon, alkan
- PARTİLİ
-
-
[sıfat]
Bir partiden olan (kimse)
- "Partililer bulduklarını alıp götürmüşler." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir partiden olan (kimse)
- PARASIZ
-
-
[sıfat]
Parası olmayan
-
Yoksul
- "Parasız günlerinde canı binbir çeşit şeyler isteyerek ruhu ... yoksulluğun acısını binbir kere duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Para verilmeden elde edilen, bedava
- "İlköğretim ... devlet okullarında parasızdır." (Anayasa)
-
[zarf]
Para verilmeksizin, bedavadan, bedava
-
[sıfat]
Parası olmayan
- PARÇACI
-
-
[isim]
Kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse
-
Makine yedek parçaları satan kimse
-
[isim]
Kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse
- PARAÇOL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi çatmasında eğri parça
-
Cumba vb. altına destek olarak konulan eğri ağaç
-
Tek at koşularak çekilen, üzeri kapalı, yanları açık bir tür araba, paraşol
-
[isim]
Gemi çatmasında eğri parça
- PARALEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- "Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
-
Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)
-
[sıfat]
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi
- PARAZİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asalak
-
Radyo, televizyon, telsiz vb. aygıtların yayınına karışan yabancı ses veya cızırtı
-
Herhangi bir işte, olayda sorun çıkaran kimse
- "Zaten ilk fırsatta dökülecek parazitlerdir ki bu sözlerimize gücenip kıymetleri koparmışlardır." (Asaf Halet Çelebi)
-
[isim]
Asalak
- PARAGAT
- ...
- PARKECİ
-
-
[isim]
Parke yapan, satan veya döşeyen kimse
-
[isim]
Parke yapan, satan veya döşeyen kimse
- PARILTI
-
-
[isim]
Parıldama, göze çarpan parlaklık
- "Bütün gözler onun gittikçe artan parıltısıyla kamaşmış gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Parıldama, göze çarpan parlaklık
- PARAPET
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Küpeşte
-
[isim]
Küpeşte