Sonunda p olan 4 harfli 53 kelime var. P harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da başında p harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- STOP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[ünlem]
"Dur" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Telgraf ve telefonla olan haberleşmelerde cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılan bir söz
-
[ünlem]
"Dur" anlamında bir seslenme sözü
- NAİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahtta hükümdar olmadığı zaman veya hükümdarın çocukluğu sırasında devleti yöneten kimse
- "Kral naibi."
-
[isim]
Tahtta hükümdar olmadığı zaman veya hükümdarın çocukluğu sırasında devleti yöneten kimse
- ADAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Töre
-
Yol yordam, yol yöntem
- "Edebiyatın da kendine mahsus adabı var." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Töre
- TRUP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu
-
[isim]
Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu
- GARP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Batı, günindi
-
[isim]
Batı, günindi
- GRİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları, ateş vb. belirtileri olan, bulaşıcı, salgın hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza
-
[isim]
Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları, ateş vb. belirtileri olan, bulaşıcı, salgın hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza
- KALP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, yürek
- "Bak ellerim nasıl titriyor, bak alnım nasıl yanıyor, bak kalbime nasıl çarpıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Hele düzmece şehzadenin kadife pantolonuyla sivri güzel çehresi derhâl kadının kalbini kazandı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hak yemek, kanuna aykırı bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyla bir türlü iş göremezdi." (Halide Edip Adıvar)
- "Okuyucularımın hakkını yiyor hem de öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum." (Orhan Veli Kanık)
-
Kalp hastalığı
- "Kalpten öldü."
-
Sevgi, gönül
-
Bir ülkenin, bir kuruluşun işleyiş, yönetim ve varlığını sürdürme bakımından en önde gelen yeri
-
Duygu, his
- "İnsanı tekrar, kalp ve fikir cennetine eriştirebilecek tek kudret kadındır." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, yürek
- AMİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba)
-
[isim]
Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba)
- İCAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerek, gereklik, ister, lüzum
- "Nezaket icabı bu cevaptan memnun görünmesi lazımdı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Birbirlerini çok iyi tanımaları icap eden bu zevat, İstanbul'un muhtelif kahvelerine dağılmışlardır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "O gecenin akşamı böyle bir yer değiştirmeyi icap ettirecek bir arızaya uğradığımızı da hatırlamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Olumlama
-
[isim]
Gerek, gereklik, ister, lüzum
- RAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer
- "Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer
- SARP
-
-
[sıfat]
Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman
- "İki gündür sarp dağ yollarını aşıyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bu mera işi gittikçe sarpa sarıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Güç, güçlük
- "Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu." (Âşık Veysel)
-
[sıfat]
Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman
- CEZP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendine çekme
-
Etkileyerek kendine bağlama
-
[isim]
Kendine çekme
- VAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek peşinde koşan kadın, serüvene düşkün kadın
-
[isim]
Erkek peşinde koşan kadın, serüvene düşkün kadın
- AZAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
- "Aydınlık olunca günlerin devamı bir azap gibi geliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum." (Aydın Boysan)
- "Bu düşünce ona epeyce azap verdi." (Ahmet Mithat)
-
İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza
- "Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömrün boyunca çekersin ağabey." (Haldun Taner)
-
[isim]
Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
- ETAP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aşama
-
Adım
-
[isim]
Aşama
- STEP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bozkır
- "Steplerde akşam güzel ve korkunçtur." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bozkır
- TRAP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hendek, tuzak
-
Sahnede yerde bulunan kapak
-
[isim]
Hendek, tuzak
- SIRP
- ...
- GASP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma
-
[isim]
Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma
- KESP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazanma
-
[isim]
Kazanma