Başında p olan 8 harfli 358 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PİŞİRİCİ
-
-
[isim]
Pişirmeyi sağlayan şey
-
Fırınlarda ekmek veya herhangi bir şey pişirme işini yapan kimse
- "Aydınlık yüzlü bir kadın, bir mısır pişiricisine sokuldu, taze mısırlardan birisini işaret etti." (Muzaffer Buukçu)
-
[isim]
Pişirmeyi sağlayan şey
- POPÜLİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Politik durumu dramatize ederek halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika
-
Halkçılık
-
[isim]
Politik durumu dramatize ederek halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika
- PANTEİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tüm tanrıcılık
-
[isim]
Tüm tanrıcılık
- PERDESİZ
-
-
[sıfat]
Perdesi olmayan
-
Utanmaz, hayâsız
-
[sıfat]
Perdesi olmayan
- PİRPİRİM
-
-
[isim]
Semizotu
-
[isim]
Semizotu
- PUSULALI
-
-
[sıfat]
Pusulası olan
-
[sıfat]
Pusulası olan
- PUTRELLİ
-
-
[sıfat]
Putreli olan
- "Putrelli bina."
-
[sıfat]
Putreli olan
- PREZANTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Tanıtmak, takdim etmek" anlamlarındaki prezante etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- "Şu prezante ettikleri Bay Ahmet Müslim, hiç Türk'e benzemiyor." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
"Tanıtmak, takdim etmek" anlamlarındaki prezante etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- PARANOYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı
- "Herkes birbirini kuşkuyla süzüyor. Toplumsal bir paranoya yaşıyoruz bugün." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı
- POSTULAT
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Konut (II)
-
[isim]
Konut (II)
- PEDERANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Babaya yakışır biçimde
-
[zarf]
Babaya yakışır biçimde
- PALETSİZ
-
-
[sıfat]
Paleti olmayan (taşıt)
-
[sıfat]
Paleti olmayan (taşıt)
- PEKMEZLİ
-
-
[sıfat]
Pekmezi olan veya içinde pekmez bulunan
- "Kendim için üzeri pekmezli bir su muhallebisi ... ısmarlamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tadı fazla olan, çok tatlı
- "Pekmezli üzüm."
-
[sıfat]
Pekmezi olan veya içinde pekmez bulunan
- PİTORESK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Durumu ve görünüşü resim konusu olmaya değer (görünüş)
- "Şam, yabancılar için pek pitoresk olabilir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Durumu ve görünüşü resim konusu olmaya değer (görünüş)
- PRENSLİK
-
-
[isim]
Prens olma durumu veya prensin görevi
-
Bir prensin yönetiminde olan ülke
-
[isim]
Prens olma durumu veya prensin görevi
- PEJMÜRDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eski püskü, yırtık
-
Dağınık, perişan
- "Bütün kasaba ahalisi gibi bunun da üstü başı pejmürde idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Eski püskü, yırtık
- PİYANİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Piyano çalan kimse
-
[isim]
Piyano çalan kimse
- PEZEVENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimse, dümbük, godoş, muhabbet tellalı, kavat, astik, dasnik
-
[ünlem]
Bu anlamda kullanılan sövgü sözü
-
[isim]
Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimse, dümbük, godoş, muhabbet tellalı, kavat, astik, dasnik
- PİRİNÇLİ
- ...
- PAZARLIK
-
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- "... pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı." (Ömer Seyfettin)
- "Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
- "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme