Başında p olan 6 harfli 242 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PEÇETE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yemekte giysiyi korumak, ağız silmek için kullanılan ince, yumuşak kâğıt veya kumaş parçası

PAROLA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
    • "Bir asker uzaktan, görünmeyen bir yerden parola soruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Varılmak istenen amacı özetleyen söz
    • "Öyleyse ya istiklal ya ölüm! İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı." (Atatürk)
  3. Gizlilik ortamında insanların birbirini tanımalarını ve anlaşmalarını sağlayan işaret
    • "Eşinin balkona asacağı çamaşırların parolasından İngiliz polisinin o gün kendini evde arayıp aramadığını ve civarda nöbet tutup tutmadığını anlar." (Haldun Taner)

PIŞPIŞ
...
PONÇİK
...
PARTAL

  1. Çok kullanılmaktan yıpranmış, eskimiş
    • "Vücudu eski partal esvapları içinde çarpık çurpuk eski bir değneğe dönmüştü." (Halide Edip Adıvar)
  2. [isim] Abartılmış söz, yalan

PARKUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
  2. Gezi ve yürüyüş yapılan özel yol

PİYADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yaya olarak savaşan askerlerin oluşturduğu sınıf
    • "Genellikle piyadeler savaşta en önde giderler."
  2. Bu sınıftan olan asker
    • "Sınıfımda piyade birincisi olarak çıktım." (Ömer Seyfettin)
  3. Piyon
  4. Bir çift kürekle yönetilen bir tür hafif kayık
  5. Yaya

PLAKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Onurluk
  2. Metal, ağaç, cam vb.nden türlü biçimlerde yapılan, duvara veya herhangi bir yere çakılan küçük, alçak kabartma levha

POPLİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pamuk, keten veya ipekten sık dokunmuş ince bir tür kumaş
    • "Dekolte, sade poplinden bir ev elbisesi giymişti." (Peyami Safa)
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Poplin gömlek."

PİANTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Ayakkabı tabanının geniş bırakılan kenarı

PİLAKİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
    • "Fasulye pilakisi. Balık pilakisi."
  2. [sıfat] Aptal, ahmak

PAPURA

  1. [isim] İki çift öküzle çekilen ağır saban

PAZILI

  1. [sıfat] Pazısı olan
    • "Gözleri geniş omuzlu, demir pazılı Hüseyin'deydi." (Halide Edip Adıvar)

PAYDAŞ

  1. [isim] Bir ortaklık veya mal üzerinde payı olan kimse, hissedar

PIRPIT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [sıfat] Eski püskü, değersiz, işe yaramayan
  2. [isim] El tezgâhında dokunmuş kaba yünlü
  3. [isim] Pehlivanların güreşte kispet yerine giydikleri, kalın bezden yapılmış veya keçi kılından örülmüş don
    • "Bularak bir de pırpırta benzer dizlik..." (Mehmet Akif Ersoy)

POTLUK
...
PASTEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Resim yapmakta kullanılan renkli boya kalemi
    • "Duvarda Nadir'in pastelle yapılmış çerçevesiz bir portresi." (Peyami Safa)
  2. Böyle kalemlerle yapılan resim
  3. [sıfat] Soluk (renk)

PANDUF
...
PARMAK

  1. [isim] İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
    • "Uzun, sinirli parmakları locanın kenarında uzanmış, boksörün kulağını koparıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hele geçen gün o Meşincioğlu Kerim Bey'e yaptığın işe parmak ısırdım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu küçük beldede kocaman işler göreceğini, herkese parmak ısırtacak eserler çıkaracağını zannediyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Ne istersin çocuk, çocuktan? dedi. Daha parmak kadar, kemikleri kırılacak, öyle ince." (Orhan Kemal)
  2. [sıfat] Eni bu organ kadar olan
    • "Değneği iki parmak kısaltmalı."
    • "Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım." (Burhan Felek)
  3. [sıfat] Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan
    • "Bir parmak bal."
  4. Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri
  5. İnç
  6. Bir işe karışmış olma ilgisi
    • "Bu işte onun parmağı var."
  7. Arşının yirmi dörtte biri

PEYNİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Maya ile katılaştırılarak sütten yapılan ve birçok türü olan besin
    • "Kuru ekmekle bayat peyniri lezzetle yiyen / Çeşmeden her su içerken şükür Allaha diyen." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü