Başında p olan 6 harfli 242 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARADİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
- PASPAS
-
-
[isim]
Ayakkabıların altını temizlemek için kapı önlerine konulan kıl, plastik vb.nden yapılmış yüzü tırtıklı silecek
-
Yer silmekte kullanılan, özel olarak yapılmış bir sopa ve onun ucu geçirilmiş bezden oluşan temizlik aracı
-
[isim]
Ayakkabıların altını temizlemek için kapı önlerine konulan kıl, plastik vb.nden yapılmış yüzü tırtıklı silecek
- PASTİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- "Önce evde yapılmış vişne likörü yahut bizdeki rakıya benzeyen pastisler içilir." (Çetin Altan)
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- PİNHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Gizli, saklı, gizlenmiş
-
[sıfat]
Gizli, saklı, gizlenmiş
- PIRLAK
-
-
[isim]
Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş
-
[isim]
Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş
- PEKLİK
-
-
[isim]
Pek olma durumu
-
Kabız
-
Sağlamlık, dayanıklılık, direnç
-
[isim]
Pek olma durumu
- PELENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pars
-
[isim]
Pars
- PAŞALI
-
-
[isim]
Paşa sanını alan büyük devlet adamlarının yakın hizmetinde bulunan gedikli ağa
-
[isim]
Paşa sanını alan büyük devlet adamlarının yakın hizmetinde bulunan gedikli ağa
- POHPOH
-
-
[isim]
Pohpohlama işi
- "Bazı insanlar pohpohtan hoşlanır."
-
[isim]
Pohpohlama işi
- PÜRÇEK
-
-
[isim]
Şakaklardan sarkan saç, zülüf
-
Bitkilerin saçaklı kökü veya püskülü
-
[isim]
Şakaklardan sarkan saç, zülüf
- PASKAL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
İnsanı güldürüp eğlendiren
- "Ne paskal adam!"
-
[sıfat]
İnsanı güldürüp eğlendiren
- PATRİK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ortodoks ve bazı Doğu kiliselerinin başkanı
- "Patriklerini otele getirmek büyük bir hadise idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ortodoks ve bazı Doğu kiliselerinin başkanı
- PONTON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Batmış gemileri askıya alma işinde kullanılan büyük duba
-
Tombaz
-
[isim]
Batmış gemileri askıya alma işinde kullanılan büyük duba
- PSİKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Türlü sebeplerle kişiliğin bütünlük ve uyum gücünü geniş ölçüde yıkan ruhsal bozukluk
-
Toplumsal bir sarsıntıya bağlı olarak doğan ruh durumu
- "Sansür, sağlam rejimlerde, kimsenin aklına dahi gelmeyen bir korku psikozunun simgesidir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Türlü sebeplerle kişiliğin bütünlük ve uyum gücünü geniş ölçüde yıkan ruhsal bozukluk
- PERUKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Peruk
- "Biraz dalgalı kısa saçları güzel bir peruka gibi görünüyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Peruk
- PİŞMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- "Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
- PİŞMEK
-
-
[nsz]
Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek
- "Börek geç pişer."
- "Biz olanca gücümüzle Batılılaşmaya çalışırken senin bu düşüncelerin pişmiş aşa soğuk su katıyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Büyük kalabalığa varana kadar sanat eserinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına bile gelmemiştir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Isıtma sonucu belirli bir kullanıma uygun duruma gelmek
- "Tuğla, çanak çömlek özel ocaklarda pişer."
-
Meyve olgun duruma gelmek
- "... yere düşenlerin beraberce yenmesine önce ses çıkarmadılar fakat yemişler pişip tatlılaşınca iş değişti." (Refik Halit Karay)
-
Pişik oluşmak
- "Çocuğun apış arası pişmiş."
-
Bir konuyu iyice öğrenmek
-
İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak, zorlukları göğüslemek
- "Ama ticarette küçükten pişmek lazım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Herhangi bir iş için konuşup hazırlanmak
-
Bunalacak kadar sıcaklık duymak
-
[nsz]
Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek
- PATENT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir buluşun veya o buluşu uygulama alanında kullanma hakkının bir kimseye ait olduğunu gösteren belge
-
Uyrukluk belgesi
-
Gemilere ayrıldıkları limanın sağlık durumu için verilen belge
-
Bir durum veya bir işi yalnızca kendi yetkisi altında görme
- "Çünkü Türkiye'de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir buluşun veya o buluşu uygulama alanında kullanma hakkının bir kimseye ait olduğunu gösteren belge
- PLAÇKA
-
Kelime Kökeni : Arnavutça
-
[isim]
Çapul
-
[isim]
Çapul
- PULCUK
- ...