Başında p olan 5 harfli 184 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PERMİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yazılı izin belgesi
  2. Kişilere özellikle dış ticaret için devletçe verilen izin
  3. Tren yolculuklarında kullanılan paso

PALTO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Soğuk havalarda öbür giyeceklerin üstüne giyilen kalın kumaştan giysi
    • "Burası çok sıcak, çıkar paltonu, getir as şuraya!" (Memduh Şevket Esendal)

PISMA

  1. [isim] Pusma

PİGME

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boy ortalaması 150 cm altında olan Afrika kökenli bir zenci topluluğun bireyi

PAYEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Pagan
    • "Avrupa kıtasında yaşayan milletlerden payen kalmış olanlar arasında Hristiyanlık IX. asır ile XI. asır arasında teessüs etti." (Falih Rıfkı Atay)

PRAYA
...
PÜREN

  1. [isim] Süpürge otu

PAZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
    • "Perşembe pazarı. Salı pazarı."
  2. Belli bir şeyin satıldığı yer
    • "Balık pazarı."
  3. Alım satım, alışveriş
    • "Allah hayırlı pazar versin."
  4. Haftanın birinci günü, cumartesi ile pazartesi arasındaki gün
    • "Ertesi gün pazardı, öğleye kadar tembellik edersiniz." (Memduh Şevket Esendal)

POMAK
...
PAHAL

  1. [sıfat] Ters, aksi
    • "Bazen - pahal gibi midemizden rahatsız olduğumuz günlerde - sık sık öğle ve akşam yemeklerine davetlisinizdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Ağır, hantal

PUNTA
...
POLİM
...
PİŞİK

  1. [isim] Apış yeri, koltuk altı gibi tenin birbirine sürtünen yerlerinde ter, idrar veya dışkının yakmasıyla oluşan kızartı

PLASE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] At yarışlarındaki müşterek bahislerde, sekiz atın katıldığı yarışlarda ilk üç, dört atın katıldığı yarışlarda ise ilk iki dereceyi kazanacak atın bilinmesi biçiminde oynanan oyun
  2. Voleybol, tenis, masa tenisi vb. oyunlarda topu yumuşak bir vuruşla rakip alandaki bir boşluğa indirme
  3. Futbolda topu yumuşak bir vuruşla havadan istenilen yere gönderme
  4. Basketbolda çembere doğru uzanarak topu yavaşça sepete bırakma

PAKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçinde bir veya birçok şey bulunan, kâğıda sarılarak veya kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesne
    • "Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Kâğıda sarılarak veya bir kutuya konularak satışa hazır duruma getirilmiş, belli bir miktarda olan (yiyecek, ilaç vb.)
    • "Bir paket çikolata. Üç paket makarna."
  3. [sıfat] Dolu (toplu taşım aracı)

PENES

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altını taklit, sarı tenekeden pul

POTUR

  1. [isim] Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
    • "Ayağında lacivert Karamürsel kumaşı bir potur vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Kırmalı ve potlu

PASTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında veya başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı

PİŞME

  1. [isim] Pişmek işi
    • "Şef, gayretli bir adamdı. Pişmeye muhtaç olan parçaları durmadan tekrar ettiriyor..." (Reşat Nuri Güntekin)

PENÇE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları
    • "Kuş, beni görünce korktu, pençesinde yılanla havalandı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Aslan bir pençe atarak soysuz köpeğin kemiklerini kırmış." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Karaborsa davalarında ise bunların nüfuzları sıfırdan aşağıdır çünkü bu hususta birçoğu Millî Korunmanın pençesine düşmeye namzettir." (Halide Edip Adıvar)
  2. Ayakkabının tabanındaki kösele
    • "Bilirim atarsın bana pençeni / Nefsine kahretmek istedikçe sen." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç
    • "Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. El
    • "Bir yumruğunu gırtlağıma dayadı, bir pençesiyle kalbimi kavradı." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü