Başında p olan 4 harfli 68 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PEPE

  1. [sıfat] Dudak sesleriyle başlayan kelimelerin ilk seslerini güçlükle söyleyen ve birkaç kez tekrarladıktan sonra arkasını getirebilen (kimse)

PAŞA

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan
    • "Talat Paşa. Ziya Paşa."
  2. Cumhuriyet döneminde general
  3. [sıfat] Uslu, ağırbaşlı
    • "O ne paşa çocuk."

POLO

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] At üzerinde sopayla oynanan bir tür top oyunu, çevgen

PİDE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Mayalı hamurdan yapılan, isteğe göre üzerine yumurta, kıyma, peynir, pastırma vb. konarak pişirilen, ince, yayvan yiyecek
    • "Minderler pide gibi olmuş."

PUŞT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Eş cinsel erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden sapık erkek çocuk
    • "Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu." (Halk türküsü)
  2. [ünlem] Ağır ve kaba sövgü sözü

PAÇA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Pantolon, don, şalvar vb. giyeceklerde bacakların çıktığı aşağı bölüm
    • "Paçaları sıvadı, bir beygir kiralayıp köy köy dolaştı." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı
  3. Bu ayaktan yapılan çorba

PANÇ
...
PASO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge

PAYE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Rütbe
    • "Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada yanımdan uzaklaştırıldı, gitti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Onlar, bize bir esirden fazla paye vermemek fikrindedirler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Derece, aşama

PİLE
...
PIŞT

  1. [isim] Islıklı ses
    • "... kimsenin kızına pışt demeden."

PARA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
    • "Murat Bey artık açık kapatmak için bankadan para çekmiyordu." (Tarık Buğra)
    • "Emine göğsünün altından çıkardığı rutubetli bir meşin çantanın orta gözünü açtı, hesapladı, kırk para çıkışmıyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Hiç ömrümde bir saatimin bu kadar para getirdiğini bilmiyordum." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ayda üç yüz liradan para kırıyorsun, halis muhlis burjuvasın." (Peyami Safa)
  2. Kazanç
    • "Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hasılı isyan bayrağını çekti Miralay Bey. Yalvarma yakarma artık hiçbir şey para etmiyor." (Haldun Taner)
    • "Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Kuruşun kırkta biri

PEÇE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kadınların sokakta yüzlerine örttükleri ince siyah örtü, nikap
    • "En büyük günahımız yüzümüzde bir peçe, sırtımızda bir çarşaf olması." (Aka Gündüz)
  2. Maske, sır, giz
    • "Bu düzme cadının peçesini kaldırmalıyız." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

PİRE

  1. [isim] Pireler takımında, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)
    • "Onların başıboş duygusallıklarının deve yaptığı pireleri, büyüttükleri sorunlarını çözümlemeye çaba harcamıyor muyuz?" (Haldun Taner)
    • "Hem o kadar nişancıdır ki pireyi gözünden vurur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

PİPO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Ucundaki lüle içine tütün konulan ve yakılarak dumanı çekilen kısa, çubuk biçimindeki tütün içme aracı
    • "Piposunu yaktı, kibriti sokağa attı." (Haldun Taner)

PLAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
    • "Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." (Haldun Taner)
    • "Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış, plan kuruyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim
    • "O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çekim
  4. Düşünce, niyet, maksat, tasavvur
    • "Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi." (Ömer Seyfettin)

PRİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva
    • "Hatta bir keresinde prizdeki ütüyü devirip handiyse evi bile yakıyordu." (Haldun Taner)

PİLİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kumaş, kâğıt vb.nde bir bölümün öbürünün üzerine gelmesiyle oluşan kıvrım, kırma
    • "Gayet ince pililer külahın tepesinde birleşiyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

PESO

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Birçok Güney Amerika devletinde kullanılan para birimi

PRİM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İşveren tarafından iş yapanı isteklendirip verimini artırmak veya sonuca daha kolay ve çabuk ulaşmasını sağlamak amacıyla verilen para
    • "Kimi mutluluğu attığı golde, aldığı primde, kırdığı rekorda bulur." (Haldun Taner)
  2. Sigorta kuruluşlarına bağlı olanların ödemek zorunda oldukları ücret
  3. Pay senetlerinin asıl fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki artış

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü