Başında p olan 3 harfli 40 kelime var. P harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde p harfi olan kelimeler listesine ya da sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında p bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PAF
- ...
- PİS
-
-
[sıfat]
Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
-
Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan
- "Lağım suları pistir."
-
Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı
- "Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çirkin, sevimsiz olan
- "Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Dinleyenleri utandıracak durumda olan (söz)
- "Pis sözler."
-
İçinden çıkılması çok güç, karışık
- "Pis bir iş."
-
[sıfat]
Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
- PLİ
- ...
- POG
-
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
- PIT
-
-
[isim]
Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses
-
[isim]
Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses
- PUS
-
-
[isim]
Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis
- "Ortalığa ilk pus düşer düşmez dönüş saatini sezmiş gibi köy yönüne geçti ve bekledi." (Abbas Sayar )
-
Bazı meyvelerin üzerinde oluşan, zamk veya sakıza benzeyen madde
-
Yaprakların üzerinde görülen, örümcek ağını andıran böcek veya kurt yuvası
-
Ağaçların kütük ve dallarındaki yosun
-
Bazen meme başında oluşan kabuk
-
[isim]
Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis
- PİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yaşlı, koca, ihtiyar kimse
- "Ak sakallı pir, bunları söyleyerek sırra kadem basmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "İki ay pir aşkına çalıştık."
-
Bir tarikat veya sanatın kurucusu
- "Büyük Itri'ye eskiler derler / Bizim öz musikimizin piri." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Adamakıllı, iyice
- "Bir söyledi ama pir söyledi."
-
Herhangi bir konuda, bir meslekte deneyim kazanmış, eskimiş kimse
-
[isim]
Yaşlı, koca, ihtiyar kimse
- PİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araç, batarya
- "Seksenini aştıktan sonra da pili bittiği için doğal bir ölümle öldü." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araç, batarya
- PEÇ
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
-
[isim]
Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
- POS
-
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
-
[sıfat]
Gür ve uzun (bıyık)
- PEH
- ...
- PAS
-
-
[isim]
Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
- "Kapılardan ve kilitlerden paslar dökülüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
- "Hokkaların içinde mürekkep kurumuş, kalemler pas tutmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı
-
Genellikle midenin bozulmasından ötürü dilin üzerinde oluşan beyaz tabaka, bar
- "Hastanın dilindeki pas."
-
[isim]
Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
- PUL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
- "Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
-
Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
-
Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
-
Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
-
Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
- "Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Akçeden küçük metal para
-
[isim]
Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
- PED
- ...
- POZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Resim ve fotoğrafta duruş
- "Yastıkları hastaya vereceğim yan oturma pozuna göre dizdim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Tam çizerken bir arkadaşı geliyor, poz veren çocuğun ensesine bir küfür ve bir de şamar yapıştırıyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Büyük yazar pozlarındalar ama, edebiyat dünyası denilen şu dünyanın ne geçmişinden ne şimdisinden haberleri var." (Nezihe Meriç)
-
Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre
-
Fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare
-
Kurum, çalım
-
[isim]
Resim ve fotoğrafta duruş
- PAT
-
-
[sıfat]
Yassı, basık
- "Ne de ıslak pat burnundaki mor mor meneviş." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[sıfat]
Yassı, basık
- PUF
-
-
[isim]
Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
- "Aynanın önündeki kumaş kaplı, arkalıksız, kabarık, yumuşacık pufa oturmuş." (Refik Halit Karay)
-
Kaba, kabartılmış, yumuşak minder
-
[isim]
Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
- POF
-
-
[isim]
Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses
- "Yastık pof diye yere düştü. Balon pof diye söndü."
-
[isim]
Yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı ses
- PET
- ...
- PÜF
-
-
[isim]
Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
- "Püf desen söner."
-
[isim]
Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses