Başında otur olan 7 harfli 4 kelime var. Otur ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde otur olan kelimeler listesine ya da sonu otur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında otur bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
O R T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ROT, TOR, TUR
2 Harfli Kelimeler
OT, TU, UR, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OTURTUM
-
-
[isim]
Bir müzik parçasının seslendirilişinde insan sesleri ile çalgıların görevlendiriliş düzeni
-
[isim]
Bir müzik parçasının seslendirilişinde insan sesleri ile çalgıların görevlendiriliş düzeni
- OTURTMA
-
-
[isim]
Oturtmak işi
-
Halka halka kesilmiş patates, patlıcan, kabak vb. sebzelerden yapılan bir çeşit kıymalı yemek
-
[isim]
Oturtmak işi
- OTURMAK
-
-
[-e]
Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- "Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Daha ilk gecesinden karı lafı ile oturup kalkmaya başlarsa konu nereye varır?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- "Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız." (Tarık Dursun K)
-
[-i]
Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- "Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti." (Tarık Buğra)
-
[-de]
Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- "Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak
- "Böyle oturacağınıza çalışsanız olmaz mı?"
-
[nsz]
Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek
- "Temelin bu tarafı on santim oturmuş."
-
[-le]
Biriyle beraber yaşamak
- "O günden beri, enişte beyle oturuyorum." (Sermet Muhtar Alus)
-
Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
- "Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Yer almak, geçmek
- "Valilik makamına oturdu."
-
[nsz]
Benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek
- "Gelenekler gün geçtikçe iyice oturdu."
-
Belli bir yörüngede dönmeye başlamak
- "Uydu yörüngeye oturdu."
-
Sıvı tortuları dibe çökmek, dipte toplanmak
-
[nsz]
Herhangi bir durumda belli bir süre kalmak
- "Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Mal olmak
- "Bu bize pahalıya oturdu."
-
[-e]
Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- OTURMUŞ
-
-
[sıfat]
Yerleşik, yerleşmiş, güçlenmiş
- "Oturmuş bir kurum."
-
[sıfat]
Yerleşik, yerleşmiş, güçlenmiş