Başında ok olan 7 harfli 26 kelime var. Ok ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ok olan kelimeler listesine ya da sonu ok ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ok bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OKRAMAK

  1. [nsz] Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

OKSALAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi

OKLAMAK

  1. [nsz] Ok gibi fırlamak
  2. [-i] Okla vurmak

OKKALIK

  1. [sıfat] Herhangi bir okka ağırlığında veya oylumunda olan
    • "Açlık, sıcak, ihtiyarlık üç bin okkalık bir yük gibi sırtına çökmüştü." (Ömer Seyfettin)

OKYANUS

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Kıtaları birbirinden ayıran engin, açık deniz, ana deniz, umman
    • "Atlas Okyanusu. Hint Okyanusu."

OKULDAŞ

  1. [isim] Okul arkadaşı

OKAZYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Fırsat
  2. [sıfat] Kelepir
    • "İlk zamanlar bilseniz ne okazyon şeyler düşüyordu." (Haldun Taner)

OKSİJEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 8, atom ağırlığı 16 olan, hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada beşte bir oranında bulunan bir gaz, müvellidülhumuza (simgesi O)

OKUTMAK

  1. [-i] Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak
  2. [nsz] Okuma işini yaptırmak
    • "Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [nsz] Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek
    • "Lisede İngilizce okutuyor."
  4. Satarak elinden çıkarmak
    • "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut! dedi." (Sait Faik Abasıyanık)

OKŞANMA

  1. [isim] Okşanmak işi

OKSİTLİ
...
OKUNMAK

  1. [nsz] Okuma işine konu olmak
    • "Sokak kapısını çalarken akşam ezanı okunuyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Okunulmak
  3. Belli olmak, açıkça görünmek
    • "Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Davet edilmek, çağrılmak

OKURLUK
...
OKŞATMA

  1. [isim] Okşatmak işi veya durumu

OKŞAYIŞ

  1. [isim] Okşama işi veya biçimi
    • "Orada sıcak alna latif bir serinlik veren bir okşayış meltemi eser." (Hüseyin Cahit Yalçın)

OKÇULUK

  1. [isim] Ok yapma veya satma işi
  2. Ok ve yay kullanılarak yapılan spor

OKLANMA

  1. [isim] Oklanmak işi veya durumu

OKŞANTI

  1. [isim] Okşama

OKSİLİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Suyla birleştiğinde oksijen açığa çıkaran, birleşiminde nikel ve bakır tozları bulunan sodyum ve potasyum peroksit

OKARİNA
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü