Başında o olan 5 harfli 88 kelime var. O harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde o harfi olan kelimeler listesine ya da sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında o bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ODEON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer
-
[isim]
Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer
- OTACI
-
-
[isim]
Hekim
-
[isim]
Hekim
- OVMAK
-
-
Bir şeyin üzerine bastırarak el gezdirmek
- "Şakaklarını, bileklerini kolonya ile ovdum." (Sermet Muhtar Alus)
-
Bir yere bir şeyi kuvvetle sürterek temizlemek
- "Tencereyi ovmak. Tahtaları ovmak."
-
Bir şeyin üzerine bastırarak el gezdirmek
- OKUME
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)
-
[isim]
Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)
- OOSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyüme evresini tamamlamış fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet
-
[isim]
Büyüme evresini tamamlamış fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet
- ORTAM
-
-
[isim]
Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü
- "Bu ağustos ayı, bir cinayet için hiç de uygun ortam değildi." (Haldun Taner)
- "Devlet ... elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır." (Anayasa)
-
Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü
- "Sanat ortamı. Çalışma ortamı."
-
Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat
-
[isim]
Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü
- OLCAY
- ...
- ORTAK
-
-
[isim]
Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar
- "Bırakın ortağıma bir telefon edeyim." (Haldun Taner)
- "Kadınları hayata ortak olmayan millet öksüzdü, yarı kuvvetini kullanamıyor demekti." (Tarık Buğra)
-
Kuma
- "Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti'nin pek ziyade gücüne gitmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek
- "Edebiyata şiirle başlamak, büyük küçük bütün yazarlarda görülen ortak bir yöndür." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar
- ONLAR
-
-
[isim]
Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak
-
[isim]
Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak
- OLMUŞ
-
-
[sıfat]
Olgunlaşmış, ergin
-
[sıfat]
Olgunlaşmış, ergin
- ONMAK
-
-
[nsz]
Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak
-
Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak
-
Hastalıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felah bulmak, iflah olmak
-
[nsz]
Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak
- ORKİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Er bezlerinin iltihaplanıp şişmesi
-
[isim]
Er bezlerinin iltihaplanıp şişmesi
- OJELİ
-
-
[sıfat]
İçinde oje bulunan
-
Oje sürülmüş
- "Ojeli tırnak."
-
[sıfat]
İçinde oje bulunan
- OMBRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Doğrama işlerini kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya
-
[isim]
Doğrama işlerini kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya
- OĞLAK
-
-
[isim]
Keçi yavrusu
-
[isim]
Keçi yavrusu
- OCUMA
-
-
[isim]
Ocumak işi
-
[isim]
Ocumak işi
- OVMAÇ
-
-
[isim]
Hamuru ovalayarak yapılan kırıntılarla pişirilmiş çorba
-
Taze tarhana
-
[isim]
Hamuru ovalayarak yapılan kırıntılarla pişirilmiş çorba
- OPERA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- "Viyana tiyatrolarına, operasına, aktris hayatına, gece eğlencelerine dair bildiklerini, gördüklerini hep anlattı, anlattı." (Peyami Safa)
-
Bu eseri oynayan sanatçı topluluğu
-
Böyle eserlerin oynandığı yapı
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- ONAMA
-
-
[isim]
Onamak işi, uygun bulma, tasvip
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî ve özel herhangi bir işle görevlendirilemez." (Anayasa)
-
[isim]
Onamak işi, uygun bulma, tasvip
- OTAMA
-
-
[isim]
Otamak işi, tedavi
-
[isim]
Otamak işi, tedavi