Başında o olan 4 harfli 73 kelime var. O harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde o harfi olan kelimeler listesine ya da sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında o bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ONAT
-
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
-
Yararlı
-
Dürüst, iyi ahlaklı
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
- OKRA
- ...
- OYUŞ
-
-
[isim]
Oyma işi veya biçimi
-
[isim]
Oyma işi veya biçimi
- ONUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
- "Piyesini sahneye koymaktan büyük onur duyduğunu söyledi." (Cahit Uçuk)
- "Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum." (Refik Halit Karay)
-
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar
- "Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez." (Tarık Buğra)
-
[isim]
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
- OLAY
-
-
[isim]
Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka
- "O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." (Necati Cumalı)
- "Hınzır sıfır, sağda da olsa solda da olsa olaylar yaratıyor." (Aydın Boysan)
-
Önemli tarihsel olgu, fenomen
- "Nötron bombası günümüzün olayıdır."
-
[isim]
Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka
- OYSA
-
-
[bağlaç]
Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki
-
[bağlaç]
Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki
- OLTA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
- "Sersem balık gibi bu oltaya düşeceklerdi." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik
- "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı." (Tarık Buğra)
-
Hile, düzen, oyun, yem
- "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
- ONCA
-
-
[sıfat]
O kadar, o denli
- "Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti." (Yahya Kemal)
-
[zarf]
Ona göre, onun düşüncesine göre
- "Onca yapılacak şey bir gelin entarisi, iki sofra da yemek..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
O kadar, o denli
- OKAR
-
-
[isim]
Telli balıkçıl
-
[isim]
Telli balıkçıl
- ORDU
-
-
[isim]
Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü
- "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri
- "Dördüncü Ordu Karargâhına gidiş, artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür." (Falih Rıfkı Atay)
-
Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların bütünü
-
Çok sayıda insan, kalabalık
-
[isim]
Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü
- OTLU
-
-
[sıfat]
Otu olan
- "Ona çok güzel, sulak, otlu bir ova buldum." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Otu olan
- OKSU
- ...
- OLMA
-
-
[isim]
Olmak işi veya durumu
-
[isim]
Olmak işi veya durumu
- OBUA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Orkestrada yer alan çift kamışlı, tahtadan yapılmış üflemeli çalgı
-
[isim]
Orkestrada yer alan çift kamışlı, tahtadan yapılmış üflemeli çalgı
- ORSA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
-
Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü, boca veya rüzgâr altı karşıtı
-
Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi
- "Orsa! diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
- OYUM
-
-
[isim]
Oyma işi
- "Tünel açmak için bu dağın oyumu iki ay sürdü."
-
[isim]
Oyma işi
- OYUN
-
-
[isim]
Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence
- "Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
- "Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim." (Refik Halit Karay)
- "Millî takım güzel bir oyun çıkardı."
- "Kendisine oyun ettim diye, benden kuşkulandığı hâlde gene bana başvuruyor." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kumar
- "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." (Peyami Safa)
-
Şaşkınlık uyandırıcı hüner
- "Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu."
-
Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
-
Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
- "Zeybek oyunu."
- "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
-
Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma
- "Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları."
-
Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
-
Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
-
Hile, düzen, desise, entrika
- "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence
- OBÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüksek ve alçaktan mermi atabilen kısa namlulu top
-
[isim]
Yüksek ve alçaktan mermi atabilen kısa namlulu top
- ONAY
-
-
[isim]
Uygun bulma, tasdik, icazet, izin
- "Orhan Veli'nin Garip'i arkadaşlarının onayını almadan çıkardığını anlatmıştır." (Salâh Birsel)
- "... olağanüstü hâl ilanına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazete'de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur." (Anayasa)
-
[isim]
Uygun bulma, tasdik, icazet, izin
- OTUZ
-
-
[isim]
Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 30, XXX rakamlarının adı
-
[sıfat]
Üç kere on, yirmi dokuzdan bir artık
-
[isim]
Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı