Başında o olan 4 harfli 73 kelime var. O harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde o harfi olan kelimeler listesine ya da sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında o bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OKAR

  1. [isim] Telli balıkçıl

OBJE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Nesne
    • "Şimdi bunlar sırf müzelik birer obje olarak duruyorlar." (Haldun Taner)

OMCA

  1. [isim] Kalça kemiğinin bir bölümü
  2. Kesilmiş ağaç kökü, bağ kütüğü

OTÇU

  1. [isim] Köylerde hekimlik yapan kimse
    • "Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)

OPUS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bestecinin, besteleniş sırasına göre numaralanmış müzik eseri

ORAK

  1. [isim] Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme aracı
  2. Ekin biçme zamanı
    • "Orakta köylünün işi çok olur."
  3. Ekin biçme işi
    • "Ot orağından dönen birkaç köylü, omuzlarında uzun tırpanlarıyla geçiyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)

ORUN

  1. [isim] Özel yer
  2. Makam, mansıp, mesnet, mevki

OLTA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
    • "Sersem balık gibi bu oltaya düşeceklerdi." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik
    • "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı." (Tarık Buğra)
  3. Hile, düzen, oyun, yem
    • "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi." (Tarık Buğra)

OFİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İş yeri, daire, büro
    • "Alım satım ofisi müdürü resmî kanaldan bir şey yapılamayacağını anlamıştı." (Refik Halit Karay)

OTEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme
    • "Beyoğlu civarında bir otelde yatmıştım." (Sait Faik Abasıyanık)

ONAT

  1. [sıfat] Özenli, düzgün, uygun
  2. Yararlı
  3. Dürüst, iyi ahlaklı

OPAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı
  2. İnce, düzgün dokunmuş pamuklu kumaş

OTSU

  1. [sıfat] Ot gibi olan, gövdesi odunlaşmayan, kısa ömürlü (bitki), otsul

ODAK

  1. [isim] Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak
  2. Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kimselerin kaynağı veya bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer, mihrak
    • "Herkesin ilgisini çeken bir odak olmaktan mutluluk duyardı." (Muzaffer Uyguner)

ORTA

  1. [isim] Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
    • "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu." (Murathan Mungan)
    • "Böylelerinin kirayı biriktirdikten sonra bir para vermeden ortadan sır olanları çoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "İşte bu söz üzerinedir ki Servet Bey, apartmana çıkmak emelini ciddi bir tasavvur hâlinde ortaya atmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
    • "Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası."
    • "Önemli olan, kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Ses duyan kız günün birinde ortadan kayboldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Ve yarından itibaren kılıcım -yani kalemim- elimde ortaya atılacaktım." (Ömer Seyfettin)
  3. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
    • "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler." (Ömer Seyfettin)
    • "Mithat Paşa ve emsalini ortadan kaldırmak için ..." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Eski, büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki, üç çifte kayıklara rast gelinirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. İyi ile kötü arasındaki durum
  5. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
    • "Orta ile geçti."
  6. [sıfat] Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
  7. [sıfat] Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan
    • "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu." (Refik Halit Karay)
  8. [sıfat] İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
  9. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
  10. Orantı
  11. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
    • "Aut çizgisinden nefis bir orta..." (Haldun Taner)
  12. Yeniçeri Ocağında tabur

ONMA

  1. [isim] Onmak işi veya durumu

OZAN

  1. [isim] Sazla şiirler söyleyen halk şairi, âşık
    • "Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Şiir yazan kimse, şair

OLAY

  1. [isim] Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka
    • "O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." (Necati Cumalı)
    • "Hınzır sıfır, sağda da olsa solda da olsa olaylar yaratıyor." (Aydın Boysan)
  2. Önemli tarihsel olgu, fenomen
    • "Nötron bombası günümüzün olayıdır."

OLTU
...
OKRA
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü