Sonunda nç olan 6 harfli 27 kelime var. NÇ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nç olan kelimeler listesine ya da başında nç olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖNENÇ
-
-
[isim]
Bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah
- "Yurtta istediğimiz gönenci sağlamak için çok çalışmalıyız."
-
[isim]
Bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah
- NARENÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turunç
-
[isim]
Turunç
- DİRENÇ
-
-
[isim]
Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet
-
Bir nesnenin elektrik akımına karşı dayanma özelliği, mukavemet, rezistans
-
Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen, mukavemet, rezistans
-
[isim]
Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet
- SEVİNÇ
-
-
[isim]
İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku
- "Yaşama sevinci her şeyin yerini tutar." (Refik Halit Karay)
- "Şu mendilini burnuna tutmuş, sevinç yaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı." (Haldun Taner)
-
[isim]
İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku
- BOĞUNÇ
-
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- DAYANÇ
-
-
[isim]
Sabır
-
Dayanak
- "Ülkemizin ve geleceğimizin dayancı olan gençlik..."
-
[isim]
Sabır
- KAZANÇ
-
-
[isim]
Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü
- "Aylık kazanç."
-
Yarar, çıkar, kâr
- "Yarı keyif, yarı kazanç için balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü
- İLGİNÇ
-
-
[sıfat]
İlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çekici olan, enteresan
- "Yöneticinin Karpiç gecelerine dair de ilginç anıları vardı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
İlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çekici olan, enteresan
- İSPENÇ
-
-
[isim]
Bodur bir cins horoz veya tavuk
-
Tarımla uğraşan Hristiyan uyruktan alınan bir tür vergi
-
[isim]
Bodur bir cins horoz veya tavuk
- KASINÇ
-
-
[isim]
Bir veya birkaç kasın irade dışı, ağrılı ve geçici olarak kasılması, kramp
-
[isim]
Bir veya birkaç kasın irade dışı, ağrılı ve geçici olarak kasılması, kramp
- KIVANÇ
-
-
[isim]
Övünç, iftihar
-
Sevinç
- "Yeni dostluklar kurmuş olmanın kıvancı içinde ev sahiplerimizden ayrıldık." (Melih Cevdet Anday)
- "Genç kızın sıcak ilgisini hissetmekten ayrı bir kıvanç duyması kadar doğal bir şey olamayacağı da ortadadır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Övünç, iftihar
- BASINÇ
-
-
[isim]
Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik
- "Gazların içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır."
- "Katı cisimler, üzerine konuldukları yüzeylere, yere doğru, sıvılar ise içinde bulundukları kabın dibine ve yanlarına doğru basınç yaparlar."
-
[isim]
Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik
- PİRİNÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
- "Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bu bitkinin besin olarak kullanılan taneleri
-
[isim]
Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
- BİLİNÇ
-
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- "İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır." (Ahmet Cemal)
- "Zırhlı otomobilin mitralyözü tarafından biçilir biçilmez, bilincini yitiriyor." (Atilla İlhan)
-
Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü
-
Dimağ
-
Temel bilgi, temel görüş
-
Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur
- "Davranışlarını bir an önce bilincinin denetiminden kurtarmak için kadehleri birer dikişte boşaltmaya mı başladı?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- TURUNÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turunçgillerden, bütün Akdeniz ülkelerinde yetişen, kışın yaprağını dökmeyen bir ağaç, narenç (Citrus aurantium amara)
-
Bu ağacın portakala benzeyen, suyu acımtırak meyvesi
-
[isim]
Turunçgillerden, bütün Akdeniz ülkelerinde yetişen, kışın yaprağını dökmeyen bir ağaç, narenç (Citrus aurantium amara)
- İSTENÇ
-
-
[isim]
İrade
- "Böyle bir değerlendirme, yerel seçimlerin halk istencini daha iyi gösterdiği sonucunu ortaya çıkarır." (Melih Cevdet Anday)
-
Davranışlarla ilgili tepilerden bir bölümünü tutup ötekileri eyleme dönüştürme gücü, irade
-
[isim]
İrade
- ALDANÇ
-
-
Çabuk ve kolay aldatılan (kimse)
-
Çabuk ve kolay aldatılan (kimse)
- GÜVENÇ
-
-
[isim]
Güvenme duygusu, itimat
- "Anneler babalar çocuklarını yarına güvençle yetiştireceklerdir." (Selim İleri)
-
[isim]
Güvenme duygusu, itimat
- SAPINÇ
-
-
[isim]
Özel bir görevin normal sonucuna ulaşmasına engel olan sapıklık, aberasyon
-
Işık hızının sonlu olmasından dolayı bir gök cisminin görünen konumu ile gerçek konumu arasındaki fark, aberasyon
-
Bir mercek, ayna veya optik dizgenin odaklama özelliklerindeki yanlış, aberasyon
-
[isim]
Özel bir görevin normal sonucuna ulaşmasına engel olan sapıklık, aberasyon
- GÜLÜNÇ
-
-
[sıfat]
Alay edilecek durumda olan, güldürücü, tuhaf, komik
- "Yüksek sesle doğruluktan bahsetmeye kalkmak gülünç bir şey olurdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Alay edilecek durumda olan, güldürücü, tuhaf, komik