Sonunda olan 6 harfli 27 kelime var. NÇ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nç olan kelimeler listesine ya da başında nç olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALDANÇ

  1. Çabuk ve kolay aldatılan (kimse)

İSTENÇ

  1. [isim] İrade
    • "Böyle bir değerlendirme, yerel seçimlerin halk istencini daha iyi gösterdiği sonucunu ortaya çıkarır." (Melih Cevdet Anday)
  2. Davranışlarla ilgili tepilerden bir bölümünü tutup ötekileri eyleme dönüştürme gücü, irade

KIVANÇ

  1. [isim] Övünç, iftihar
  2. Sevinç
    • "Yeni dostluklar kurmuş olmanın kıvancı içinde ev sahiplerimizden ayrıldık." (Melih Cevdet Anday)
    • "Genç kızın sıcak ilgisini hissetmekten ayrı bir kıvanç duyması kadar doğal bir şey olamayacağı da ortadadır." (Haldun Taner)

KULUNÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
    • "Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti." (Burhan Felek)

ÜRKÜNÇ

  1. [sıfat] Ürkme, çekinme duygusu veren
    • "İncecik bir lüks değil, kaba, zevkten yoksun, çok daha ürkünç bir lüks sergilenecek şimdi." (Selim İleri)

DALINÇ

  1. [isim] Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon
  2. Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak, meditasyon

GÜLÜNÇ

  1. [sıfat] Alay edilecek durumda olan, güldürücü, tuhaf, komik
    • "Yüksek sesle doğruluktan bahsetmeye kalkmak gülünç bir şey olurdu." (Reşat Nuri Güntekin)

KAZANÇ

  1. [isim] Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü
    • "Aylık kazanç."
  2. Yarar, çıkar, kâr
    • "Yarı keyif, yarı kazanç için balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

KAKINÇ

  1. [isim] Öfke, kızgınlık

NARENÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Turunç

İSPENÇ

  1. [isim] Bodur bir cins horoz veya tavuk
  2. Tarımla uğraşan Hristiyan uyruktan alınan bir tür vergi

BİLİNÇ

  1. [isim] İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
    • "İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır." (Ahmet Cemal)
    • "Zırhlı otomobilin mitralyözü tarafından biçilir biçilmez, bilincini yitiriyor." (Atilla İlhan)
  2. Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü
  3. Dimağ
  4. Temel bilgi, temel görüş
  5. Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur
    • "Davranışlarını bir an önce bilincinin denetiminden kurtarmak için kadehleri birer dikişte boşaltmaya mı başladı?" (Falih Rıfkı Atay)

BOĞUNÇ

  1. [isim] Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
    • "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)

USTUNÇ

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Taşınabilir cerrah araçları takımı

SAPINÇ

  1. [isim] Özel bir görevin normal sonucuna ulaşmasına engel olan sapıklık, aberasyon
  2. Işık hızının sonlu olmasından dolayı bir gök cisminin görünen konumu ile gerçek konumu arasındaki fark, aberasyon
  3. Bir mercek, ayna veya optik dizgenin odaklama özelliklerindeki yanlış, aberasyon

PİRİNÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)
    • "Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu bitkinin besin olarak kullanılan taneleri

YALINÇ

  1. [sıfat] Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
  2. Karışık olmayan, basit

BASINÇ

  1. [isim] Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik
    • "Gazların içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır."
    • "Katı cisimler, üzerine konuldukları yüzeylere, yere doğru, sıvılar ise içinde bulundukları kabın dibine ve yanlarına doğru basınç yaparlar."

İĞRENÇ

  1. [sıfat] İnsanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh
    • "Yazık, güzelleşmek istiyorsunuz hâlbuki iğrenç kılıklara giriyorsunuz." (Peyami Safa)

GÖNENÇ

  1. [isim] Bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah
    • "Yurtta istediğimiz gönenci sağlamak için çok çalışmalıyız."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü