Sonunda ntı olan 8 harfli 22 kelime var. NTI ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ntı olan kelimeler listesine ya da başında ntı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

TIN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SARKINTI

  1. [isim] Aşağı doğru uzanan, sarkan şey
    • "... kayışı siyaha yakın koyu lacivertti. Gümüşten üç büyük sarkıntısı vardı." (Ömer Seyfettin)
  2. Sataşma, takılma

KIVRANTI

  1. [isim] Kararsızlık, sıkıntı
    • "... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde..." (Haldun Taner)

KATLANTI
...
ÇIRPINTI

  1. [isim] Çırpınma
  2. Suların ufak ve oynak dalgalarla kaynaşması
  3. Ruhsal gerginliğin dışa vurması, ajitasyon
  4. Aşırı uykusuzluk, titreme, silkinme durumu

ÇALKANTI

  1. [isim] Deniz ve gölde dalgalanma
  2. Çalkanmış şey
    • "Yumurta çalkantısı."
  3. Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp
  4. Coşku
    • "Lodos rüzgârı es esebildiğine / Dinmesin gönlümdeki çalkantı." (Behçet Necatigil)
  5. Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum
    • "Beraat etmen büyük çalkantı yaratır basında." (Çetin Altan)

KIVRINTI

  1. [isim] Kıvrım
  2. Kıvrılan yer, dönemeç
    • "Yolun kıvrıntısında."

SAPLANTI

  1. [isim] Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks
    • "Üstadı bu saplantısından kurtarmak kolay olmamıştı." (Haldun Taner)

BIKKINTI

  1. [isim] Bıkma duygusu

OYALANTI

  1. [isim] Oyalanmak için yapılan şey
    • "Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var." (Haldun Taner)

BAYGINTI

  1. [isim] Baygınlık
  2. İpek böceklerinin sindirim organlarında görülen ve yemden kesilmelerine yol açan bir hastalık
  3. Bu sebeple koza yapamama durumu

TOPLANTI

  1. [isim] Birden çok kimsenin türlü amaçlarla bir araya gelmesi, içtima
    • "Komisyon toplantısı bitsin de görürsünüz." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir gündem üzerinde görüşmek amacıyla ilgililerin katılmasıyla yapılan birleşim
  3. Bir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin tümü
  4. Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma
    • "Gür kaşları başlangıçlarında kıvrık toplantılar yaparak incele incele uçlarında büsbütün sivrilirdi." (Halit Ziya Uşaklıgil)

MIYMINTI

  1. [sıfat] İnsanın sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören (kimse)
    • "Sen gençliğinde de böyle mıymıntının biri imişsin ya!" (Osman Cemal Kaygılı)

ŞIRFINTI

  1. Seviyesi düşük, bayağı (kadın)
    • "Raba şırfıntısını ballandıra ballandıra methetti." (Ercüment Ekrem Talu)

AŞIRINTI

  1. [isim] Aşırılmış olan şey
    • "Cemiyetin çaldıklarına nazaran adi sokak hırsızlarının aşırıntıları adam sen de denecek bir hafiflikte kalırdı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SIYRINTI

  1. [isim] Kapta kalan yemek, yemek artığı
  2. Bir bezden el ile koparılan uzunca parça
  3. Sıyrık

SALLANTI

  1. [isim] Sallanma işi
  2. Sürüncemede bırakma, savsaklama

SARSINTI

  1. [isim] Sarsılma işi, birden sallanma
    • "Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi." (Haldun Taner)
  2. Titreme, titreyiş
    • "Başını sırasının üstüne saklamış, omuzları hafif sarsıntılarla titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Deprem
  4. Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri
    • "İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı."
  5. Bir kişi, toplum, kurum veya kuruluşun dengesini etkileyen, beklenmedik olumsuz değişiklik
    • "Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar." (Necati Cumalı)
  6. Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü, sadme

BAĞLANTI

  1. [isim] İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak
    • "Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
    • "Ne kadar çabalarsa çabalasın, hasta, içinde çırpındığı anla bağlantı kuramıyor." (Atilla İlhan)
  2. İki şey arasında ilişki sağlayan bağ
    • "Bütün ulaştırma bağlantıları tahrip edilmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Yüklenme, üstlenme, angajman

KIRPINTI

  1. [isim] Kırpılan şeyden kalan küçük parça
    • "Biz Frenkleri birkaç kırpıntı ile aldatıyorsak onların bize soktukları kazıklardan haberin yok mu?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

ÇARPINTI

  1. [isim] Kalbin hızlı ve sık vurması
    • "Müthiş bir kalp çarpıntısı ve korku ile kanepeden kalktı." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü