Sonunda ntu olan 7 harfli 14 kelime var. NTU ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ntu olan kelimeler listesine ya da başında ntu olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TUN
2 Harfli Kelimeler
TU, UN, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOĞUNTU
-
-
[isim]
Zor soluk alma
-
Sıkıntı
- "Sen hiçbir zaman bilmeyeceksin bu korkunç boğuntuyu, bu çaresizliği." (Nazlı Eray)
-
Bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi, vurgunculuk, ihtikâr
- "Boğuntuya biterim, Mustafa kardeşim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Zor soluk alma
- BOZUNTU
-
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- "Bozuntuya vermedim, yürüdüm, yanına gittim." (Ömer Seyfettin)
-
Kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan kimse veya şey
- "Taklit mal çıkaran fabrikalar, Hollywood bozuntusu şehirler istemeyiz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Şaşkınlığa düşme
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- KOVUNTU
-
-
[isim]
Kovulmuş kimse
-
[isim]
Kovulmuş kimse
- BULUNTU
-
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
-
Sokakta bulunup alınan çocuk
-
Herhangi bir yerde bulunup gerçekten veya hükmen sahibi bulunmayan mal
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
- COŞUNTU
-
-
[isim]
Coşku, heyecanlı davranış
-
[isim]
Coşku, heyecanlı davranış
- BURUNTU
-
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- "Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- KOYUNTU
-
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü, keder
-
Sopa, baston koymaya yarayan yer
- "Köroğlu azdıkça azar ve sonunda koyuntulardan birinin arkasına dayadığı bekçi sopası gibi bastonunu alırdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sıkıntı, üzüntü, keder
- KURUNTU
-
-
[isim]
Yanlış ve yersiz düşünce, evham
- "Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." (Aka Gündüz)
-
Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, işkil, evham, vesvese
- "Sözü dinlenmeyen bir siyasi liderin kuruntusu seziliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Olmayacak bir şeyin olacağını sanma, vehim
- "Bu davranış yersiz kuruntuların tam bir panzehridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yanlış ve yersiz düşünce, evham
- TOZUNTU
-
-
[isim]
Tozumakla havaya kalkıp uçan tozlar
-
[isim]
Tozumakla havaya kalkıp uçan tozlar
- SOYUNTU
-
-
[isim]
Soyulup atılan şey
-
[sıfat]
Bir yer soyularak alınan
- "Soyuntu eşya."
-
[isim]
Soyulup atılan şey
- VURUNTU
-
-
[isim]
Ateşleme bozukluğu sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği
-
[isim]
Ateşleme bozukluğu sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği
- KUSUNTU
-
-
[isim]
Kusmuk
-
[isim]
Kusmuk
- KOPUNTU
-
-
[isim]
Kopmuş parça
-
Diaspora
-
[isim]
Kopmuş parça
- KOŞUNTU
-
-
[isim]
Bir adamın yanında bulunanlar, yardakçılar, tayfa
-
[isim]
Bir adamın yanında bulunanlar, yardakçılar, tayfa