Sonunda ni olan 4 harfli 22 kelime var. Nİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ni olan kelimeler listesine ya da başında ni olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YENİ
-
-
[sıfat]
Kullanılmamış olan, eski karşıtı
- "Yeni giysi. Yeni ayakkabı."
-
Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan
- "Yeni haber. Yeni moda."
-
En son edinilen
- "Yeni eve taşındık."
-
İşe henüz başlamış
- "Yeni öğrenci. Yeni asker."
-
O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan
- "Yeni bir buluş. Yeni bir düşünce."
-
Tanınmayan, bilinmeyen
- "Yeni imzalara rastlıyoruz."
-
Daha öncekilerden farklı olan
- "Yeni ihtiyaçlarımız var."
-
[zarf]
Biraz önce, çok zaman geçmeden
- "Yeni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Kullanılmamış olan, eski karşıtı
- SUNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapma, yapay, takma
-
Yapmacık, eğreti
-
[sıfat]
Yapma, yapay, takma
- CANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı
- "Sırtlanlar demir kafeslere, caniler zindanlara kapatılır."
-
[sıfat]
Acımasız, gaddar
-
[isim]
Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı
- KANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kanmış, inanmış
- "Şahsi vaziyetini kabil olduğu kadar iyileştirmek lüzumuna kuvvetle kani idi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kanmış, inanmış
- MİNİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çok küçük veya kısa
-
[sıfat]
Çok küçük veya kısa
- DENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)
-
[sıfat]
Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)
- FANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
-
[isim]
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
- YANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
"Demek, şu demek ki" anlamlarında bir söz
- "Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
"Sözün kısası, doğrusu" anlamlarında bir söz
- "Tesadüf ama bu kadar olur yani." (Haldun Taner)
-
[bağlaç]
"Demek, şu demek ki" anlamlarında bir söz
- MANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
-
[isim]
Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
- ÇİNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha, fayans
- "Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda / Bize heyecan verir bir parça yeşil çini." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[sıfat]
Sırlı ve süslü, pişmiş balçıktan yapılmış olan
- "Çini sobayı gürültü etmemeye çalışarak yakardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha, fayans
- BİNİ
-
-
[isim]
Binme işi
- "Bu hayvan biniye gelmez."
-
Kapı, dolap vb. şeylerin, kanatları kapandığında kalan aralığı örtebilmek için bu kanatların kenarına çakılan çıta
-
[isim]
Binme işi
- HUNİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir sıvıyı ağzı dar bir kaba aktarmak için kullanılan koni biçimindeki araç
-
Ağızlık
-
[isim]
Bir sıvıyı ağzı dar bir kaba aktarmak için kullanılan koni biçimindeki araç
- AYNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gözle ilgili
-
[sıfat]
Gözle ilgili
- KONİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut
-
[sıfat]
Bu biçiminde olan
-
Çembersel bölge üzerindeki her noktanın çember düzlemi dışındaki bir nokta ile birleşiminden oluşan geometrik cisim
-
Bu yüzeyle sınırlı katı cisim
-
[isim]
Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut
- ŞENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- "En büyük fedakârlığı, en şeni cinayeti de aynı kolaylıkla işlerler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- DİNİ
- ...
- PENİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
- HANİ
-
-
[zarf]
"Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
- "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
- "Garson, hani ya kahve nerede ? Bir saattir bekliyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Arkasından, hanidir gizlediği ağır bir suçu itiraf edermiş gibi fısıltıyla ekledi." (Atilla İlhan)
-
Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz
- "Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz
- "Hani uykun vardı?" (Orhan Kemal)
-
Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz
- "Hani, benim kim olduğumu bilmese."
-
"Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Benim sormam hani yarenlik olsun, anlarsınız ya!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
"Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
- SİNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- "Sininin üstünde, çepeçevre tahta kaşıklar ve yerde sini etrafında birer küçük minder dizilmişti." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- GANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zengin, varlıklı
- "Sen bir gani sultansın / Canlar içinde cansın." (Yunus Emre)
-
Bol, çok
-
[sıfat]
Zengin, varlıklı