Başında nez olan 25 kelime var. Nez ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nez olan kelimeler listesine ya da sonu nez ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında nez bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
NEZAKETSİZLİK
NEZAKETLİLİK, NEZAKETSİZCE
NEZARETHANE
NEZAKETSİZ, NEZARETSİZ
NEZAKETEN, NEZAKETLİ, NEZARETLİ, NEZRETMEK
NEZDİNDE, NEZETMEK, NEZİHLİK, NEZRETME
NEZAFET, NEZAHET, NEZAKET, NEZARET, NEZETME, NEZLELİ
NEZGEP
NEZİF, NEZİH, NEZİR, NEZLE
E N Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ZEN
2 Harfli Kelimeler
EN, NE, ZE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NEZAKETSİZLİK
-
-
[isim]
İnce ve nazik olmama durumu, kabalık
- "Bir iki kere aklıma geldi, nezaketsizlik olmasın diye sormadım." (Atilla İlhan)
-
[isim]
İnce ve nazik olmama durumu, kabalık
- NEZAKETLİLİK
-
-
[isim]
Nezaketli olma durumu
-
[isim]
Nezaketli olma durumu
- NEZAKETSİZCE
- ...
- NEZARETHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözaltına alınan kimselerin konulduğu yer, nezaret
- "Emniyet müdürlüğünde nezarethane dedikleri yerdi burası." (Çetin Altan)
-
[isim]
Gözaltına alınan kimselerin konulduğu yer, nezaret
- NEZARETSİZ
-
-
[sıfat]
Görünüşü olmayan, manzarasız, görüntüsüz
- "O oda hem daraş hem nezaretsiz hem de lodosa karşı..." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Görünüşü olmayan, manzarasız, görüntüsüz
- NEZAKETSİZ
-
-
[sıfat]
Nazik olmayan
- "Birdenbire tavırlarını değiştirmişler, nezaketsiz diyemeyeceğim ama oldukça soğuk bir eda takınmışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Nazik olmayan
- NEZRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Adamak
-
[-i]
Adamak
- NEZARETLİ
-
-
[sıfat]
Görünüşlü, görüntüye sahip, manzaralı
- "Yüksek, havadar, nezaretli bir ev." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Görünüşlü, görüntüye sahip, manzaralı
- NEZAKETLİ
-
-
[sıfat]
İnce, nazik
- "... geniş bilgili, çok nezaketli, şahsına hürmet telkin ettirmiş ve dostları tarafından çok sevilmiş bir zattı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
İnce, nazik
- NEZAKETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Nezaket olarak, nazik davranarak
- "Senede dört kelime konuşmadığım adama nezaketen gülmeye bile mecbur değilim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Nezaket olarak, nazik davranarak
- NEZRETME
-
-
[isim]
Nezretmek işi veya durumu
-
[isim]
Nezretmek işi veya durumu
- NEZETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Koparmak, çekip almak
- "Bu hakkı benden nezedemezsiniz."
-
[nsz]
Can çekişmek
-
[-i]
Koparmak, çekip almak
- NEZİHLİK
- ...
- NEZDİNDE
-
-
[zarf]
Yanında, huzurunda, gözetiminde
-
[zarf]
Yanında, huzurunda, gözetiminde
- NEZLELİ
-
-
[sıfat]
Nezlesi olan
- "Bu nevi rahatsızlığı nezleli ve hafifçe sıtmalı olduğumuz zaman da duyarız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Nezlesi olan
- NEZAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, paklık
-
[isim]
Temizlik, paklık
- NEZARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bakma, gözetme, gözetim
- "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
-
Gözaltı
-
Nezarethane
- "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bakanlık
-
Görü
-
[isim]
Bakma, gözetme, gözetim
- NEZETME
-
-
[isim]
Nezetmek işi veya durumu
-
[isim]
Nezetmek işi veya durumu
- NEZAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet
- "Ben bu kıza bir türlü nezaket öğretemedim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Galiba beni tanımış olacak, ondan sonra biraz fazla nezaket göstermek istedi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir iş veya durum için önemli olma, dikkatli davranmayı gerektirme
-
[isim]
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet
- NEZAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, ahlak temizliği
-
[isim]
Temizlik, ahlak temizliği