Sonunda ne olan 6 harfli 52 kelime var. NE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ne olan kelimeler listesine ya da başında ne olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EN, NE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DETONE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Yanlış, kusurlu (ses)
    • "Radyo parazit yapsın, sokak satıcıları detone sesleriyle bağırsın istiyorum." (Ayşe Kulin)

REHİNE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutak
    • "Bu anda elimizde, bir rehinemiz var, onun için karşı karşıya olan vaziyetimiz sizinkinden çok sağlamdır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

EFSANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence
  2. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb
    • "Hamdi'nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de onun müthiş bir aşk yüzünden bu hâle geldiğidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

YERİNE

  1. [zarf] Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
    • "Bana haftalık yerine gündelik ver." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Başkasının adına
    • "Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı." (Haldun Taner)
  3. [isim] Alegori

ECZANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlaçların yapıldığı ve satıldığı yer

NUMUNE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Göstermelik
    • "Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir." (Ahmet Rasim)

BAHANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
    • "Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı?" (Atilla İlhan)
    • "Yalnız kalmak için bahaneler arayan sendin." (Peyami Safa)
    • "Yazmıyor, okumuyor, gözünün ağrısını, parmaklarının ağrısını, romatizmasını bahane ediyordu." (Ömer Seyfettin)

RAFİNE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] İncelmiş, ince, arıtılmış, saflaştırılmış
    • "Rafine yağ."
  2. Hassas, duygulu, nazik, ince, seçkin
    • "Alabildiğine entelektüel, rafine, ayrıntılı bir duygululuk sahibi." (Haldun Taner)

SÜLİNE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)

JAPONE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Kolsuz, bol ve geniş (kadın giysisi)

KABİNE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bakanlar Kurulu, hükûmet
  2. Hekim muayenehanesi
    • "Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor." (Aka Gündüz)
  3. Kabin
    • "Bir kabineye girip soyundum." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Hela

ZAMANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçinde bulunulan zaman, dönem
    • "Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." (Ömer Seyfettin)
  2. Yakınma veya hafifseme yoluyla şimdiki zaman

VİRANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yıkılmış veya çok harap olmuş yapı
    • "Viranede oynayan çocukların sesleri gittikçe azalıyor." (Peyami Safa)
  2. Yıkılmış veya yanmış olan yapılardan geriye kalan, yıkıntı, ören
    • "Kim bilir hangi viranelerden, tarlalardan, bahçelerden ... kucak kucak odun, çalı çırpı toplayıp getiriyor." (Reşat Nuri Güntekin)

MAKİNE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
    • "Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu." (Necati Cumalı)
  2. Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması
    • "Saatin makinesi. Gramofonun makinesi."
  3. Araba, otomobil

REZENE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Maydanozgillerden, 1-1,5 m yüksekliğinde, sarı çiçekli, yaprakları iplik biçiminde parçalı, hoş kokulu, baharatlı meyveleri anason gibi yemeklerde ve bazı içkilerde tat verici olarak kullanılan, hekimlikte gaz söktürücü olarak yararlanılan çok yıllık otsu bir bitki (Foeniculum vulgare)

AŞHANE

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Aşevi
  2. Mutfak

FASONE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çözgü veya atkının kumaş yüzeyi üzerinde, kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş
  2. Bu tür kumaşları oluşturan desen örneği

DÜZİNE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Aynı cinsten on iki parçanın oluşturduğu takım

ÇEDENE

  1. [isim] Kendirin tohumu

HAZİNE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet
    • "Dünyanın hazinelerine başını çevirip bakmazdı." (Refik Halit Karay)
  2. Değerli şeylerin saklandığı yer
  3. Gömülü veya saklıyken bulunan değerli şeylerin bütünü
  4. Kaynak
    • "Ağaç, rutubetin hazinesidir." (Falih Rıfkı Atay)
  5. Devlet malı veya parası
  6. Devlet malının veya parasının saklandığı yer
  7. Devletin altın, döviz, bono ve nakit işlemlerini maliye ile birlikte düzenleme görevini üstlenen makam
  8. Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü