Başında ne olan 7 harfli 27 kelime var. Ne ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ne olan kelimeler listesine ya da sonu ne ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ne bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NEDENLİ
-
-
[sıfat]
Nedeni olan, sebepli
-
[sıfat]
Nedeni olan, sebepli
- NEZAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, paklık
-
[isim]
Temizlik, paklık
- NEZLELİ
-
-
[sıfat]
Nezlesi olan
- "Bu nevi rahatsızlığı nezleli ve hafifçe sıtmalı olduğumuz zaman da duyarız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Nezlesi olan
- NEKAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
- "His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
- NEZAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, ahlak temizliği
-
[isim]
Temizlik, ahlak temizliği
- NEFSANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Canlılığın zorunlu kıldığı gereksinim ve isteklerle ilgili, beden arzularıyla ilgili
-
[sıfat]
Canlılığın zorunlu kıldığı gereksinim ve isteklerle ilgili, beden arzularıyla ilgili
- NEZARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bakma, gözetme, gözetim
- "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
-
Gözaltı
-
Nezarethane
- "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bakanlık
-
Görü
-
[isim]
Bakma, gözetme, gözetim
- NEOZOİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Üçüncü ve dördüncü zamanla ilgili
-
[sıfat]
Üçüncü ve dördüncü zamanla ilgili
- NEONAZİ
- ...
- NEVAZİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İltifat, gönül alma, okşama
- "Vaktiyle en tatlı iltifatları, en sıcak nevazişleri ondan işittim." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
İltifat, gönül alma, okşama
- NECASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pislik
-
Dışkı, ters (Il)
-
[isim]
Pislik
- NEFASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nefis olma durumu
- "Yemekler her günküne üstün bir nefasete ermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Nefis olma durumu
- NEŞESİZ
-
-
[sıfat]
Neşesi olmayan
-
[sıfat]
Neşesi olmayan
- NERİTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kıyı şeridinde deniz kabukları, kum, çakıl vb. şeylerle oluşan yığınakla ilgili
-
[sıfat]
Kıyı şeridinde deniz kabukları, kum, çakıl vb. şeylerle oluşan yığınakla ilgili
- NEREDEN
-
-
[zarf]
Hangi yerden?
-
Nasıl, ne gibi bir ilişki ile
- "Nereden hatırınıza geldi de bu işi ortaya koydunuz?"
-
[zarf]
Hangi yerden?
- NEVAZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nezle
- "Sabah erkenden ayaza çıkarsan nevazil olursun..." (Burhan Felek)
-
[isim]
Nezle
- NEZAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet
- "Ben bu kıza bir türlü nezaket öğretemedim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Galiba beni tanımış olacak, ondan sonra biraz fazla nezaket göstermek istedi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir iş veya durum için önemli olma, dikkatli davranmayı gerektirme
-
[isim]
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet
- NEZETME
-
-
[isim]
Nezetmek işi veya durumu
-
[isim]
Nezetmek işi veya durumu
- NEDENSE
-
-
[zarf]
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla
- "Eline sarılmak istedi, o da nedense elini vermekten çekiniyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Bilinmeyen, belli olmayan bir sebep dolayısıyla
- NECABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temiz bir soydan gelme, soyluluk
- "Eşyanın bile ihtiyarlamasında bir necabet vardı." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[isim]
Temiz bir soydan gelme, soyluluk