Başında ne olan 6 harfli 40 kelime var. Ne ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ne olan kelimeler listesine ya da sonu ne ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ne bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NERESİ
-
-
[zamir]
Hangi yönü
- "Bunun neresi güzel?"
-
[zarf]
Nerede, hangi yerde
- "İlkokul neresi?"
-
[zamir]
Hangi yönü
- NERELİ
-
-
[sıfat]
Birinin memleketini sormak için kullanılan bir söz
- "Siz nerelisiniz?"
-
[sıfat]
Birinin memleketini sormak için kullanılan bir söz
- NEZGEP
-
-
[isim]
Başa takılan bürgü ve saçları tutmaya yarayan üzerinde eski Türk motifleri bulunan başlık
-
[isim]
Başa takılan bürgü ve saçları tutmaya yarayan üzerinde eski Türk motifleri bulunan başlık
- NEBATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bitki ile ilgili, bitkisel
-
[sıfat]
Bitki ile ilgili, bitkisel
- NEFRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- "Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim." (Peyami Safa)
- "Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tiksinme, tiksinti
- "Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
- NEŞELİ
-
-
[sıfat]
Sevinçli, keyifli, şen
- "Bugün ne kadar iyi, ne kadar neşeli olduğumu görüyor musunuz?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde
- "Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Sevinçli, keyifli, şen
- NEDRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik
-
[isim]
Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik
- NEOJEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem
-
[sıfat]
Bu sistemle ilgili
-
[isim]
Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem
- NEBBAŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezar soyguncusu
-
[isim]
Mezar soyguncusu
- NETLİK
-
-
[isim]
Net olma durumu
- "Ferit gözlerini açınca evvela etrafı görüşündeki netliğin verdiği hayret içinde Vafi Bey'in açık yeşil gözlerindeki berrak huzurla karşılaştı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Net olma durumu
- NEKROZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Canlı maddelerin fiziksel ve kimyasal değişimi
-
[isim]
Canlı maddelerin fiziksel ve kimyasal değişimi
- NESNEL
-
-
[sıfat]
Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı
-
Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, afaki, objektif
-
Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif
-
[sıfat]
Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı
- NEVZAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yeni doğan çocuk
-
[isim]
Yeni doğan çocuk
- NEYZEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ney üfleyici, ney çalan kimse
-
[isim]
Ney üfleyici, ney çalan kimse
- NEŞİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir toplulukta okunmaya değer şiir
- "Neşidesini okurken, birdenbire bir açılışı, bir derinleşmesi vardır." (Memduh Şevket Esendal)
-
Atasözü gibi kullanılan beyit veya dize
-
[isim]
Bir toplulukta okunmaya değer şiir
- NEVMİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- "Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Umutsuz, çaresiz bir biçimde
- "Bir kısmı geceyi burada geçirmek zaruri olduğu kanaatinde idi, ona göre bir şey yapalım, ateş yakalım diye, nevmit ve şaşkın söyleniyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- NERVÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya iki milimlik pili
-
Direnci artıran çıkıntı
- "Bazı demirlerin üzerinde nervür vardır."
-
[isim]
Bir veya iki milimlik pili
- NESREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Nesir olarak, düz yazı olarak
-
[zarf]
Nesir olarak, düz yazı olarak
- NEHARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gündüzlü
- "En arka sırada, derslerde nadiren gözüken bir nehari talebe yalnız başına oturuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Gündüzlü olarak
-
[sıfat]
Gündüzlü
- NEFRİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Böbrek iltihabı
-
[isim]
Böbrek iltihabı