Başında ne olan 6 harfli 40 kelime var. Ne ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ne olan kelimeler listesine ya da sonu ne ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ne bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NEDRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik
-
[isim]
Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik
- NETİCE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sonuç
-
[isim]
Sonuç
- NEŞİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir toplulukta okunmaya değer şiir
- "Neşidesini okurken, birdenbire bir açılışı, bir derinleşmesi vardır." (Memduh Şevket Esendal)
-
Atasözü gibi kullanılan beyit veya dize
-
[isim]
Bir toplulukta okunmaya değer şiir
- NERGİS
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nergisgillerden, çiçekleri ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan ve bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte, 20-80 cm yükseklikte, soğanlı bir süs bitkisi (Narcissus)
-
[isim]
Nergisgillerden, çiçekleri ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan ve bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte, 20-80 cm yükseklikte, soğanlı bir süs bitkisi (Narcissus)
- NEFRİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Böbrek iltihabı
-
[isim]
Böbrek iltihabı
- NEODİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 60, atom ağırlığı 144,3, yoğunluğu 6,96 olan, seryumdan daha sert bir element (simgesi Nd)
-
[isim]
Atom numarası 60, atom ağırlığı 144,3, yoğunluğu 6,96 olan, seryumdan daha sert bir element (simgesi Nd)
- NEVROZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce
-
[isim]
Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı, sinirce
- NEPTÜN
- ...
- NEŞTER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kan almak, aşı yapmak veya küçük apseleri açmak için kullanılan ufak bıçak
-
[isim]
Kan almak, aşı yapmak veya küçük apseleri açmak için kullanılan ufak bıçak
- NEŞREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yayım yoluyla
-
[zarf]
Yayım yoluyla
- NEVMİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- "Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Umutsuz, çaresiz bir biçimde
- "Bir kısmı geceyi burada geçirmek zaruri olduğu kanaatinde idi, ona göre bir şey yapalım, ateş yakalım diye, nevmit ve şaşkın söyleniyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- NEYMİŞ
-
-
söylendiğine göre, güya
- "Ne âlem çocuksun!"
- "Onda para ne arar!"
- "Sen burada ne arıyorsun, haydi çabuk eve!"
- "Dar bir gün gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar?" (Memduh Şevket Esendal)
-
söylendiğine göre, güya
- NEVRUZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
-
Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
-
Nevruz otu
-
[isim]
Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
- NEREDE
-
-
[zarf]
Hangi yerde?
- "Bu kadın nerede imiş, babası onu nerede görmüş?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Senin filozofluğun nerede kaldı?" (Ömer Seyfettin)
- "O kendisi bilmez, nerede kaldı ki başkasına öğretsin."
- "Ben nerede sen orada."
-
[ünlem]
"İmkânsız" anlamında bir söz
- "Sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım. Nerede!" (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Hangi yerde?
- NERVÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya iki milimlik pili
-
Direnci artıran çıkıntı
- "Bazı demirlerin üzerinde nervür vardır."
-
[isim]
Bir veya iki milimlik pili
- NEBEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Peygamberle ilgili, peygambere ilişkin
-
[sıfat]
Peygamberle ilgili, peygambere ilişkin
- NEKTAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yunan mitolojisinde, içenleri ölümsüzlüğe kavuşturan tanrı içkisi
-
Meyvenin özü
-
Bal özü
-
[isim]
Yunan mitolojisinde, içenleri ölümsüzlüğe kavuşturan tanrı içkisi
- NERESİ
-
-
[zamir]
Hangi yönü
- "Bunun neresi güzel?"
-
[zarf]
Nerede, hangi yerde
- "İlkokul neresi?"
-
[zamir]
Hangi yönü
- NEŞELİ
-
-
[sıfat]
Sevinçli, keyifli, şen
- "Bugün ne kadar iyi, ne kadar neşeli olduğumu görüyor musunuz?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde
- "Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Sevinçli, keyifli, şen
- NESNEL
-
-
[sıfat]
Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı
-
Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, afaki, objektif
-
Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif
-
[sıfat]
Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı