Sonunda nce olan 7 harfli 28 kelime var. NCE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nce olan kelimeler listesine ya da başında nce olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
CE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DERİNCE
-
-
[sıfat]
Biraz derin
-
[sıfat]
Biraz derin
- SAKİNCE
-
-
[sıfat]
Sakin
-
[zarf]
Sakin bir biçimde
-
[sıfat]
Sakin
- EĞLENCE
-
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse
- "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- ÖĞRENCE
- ...
- ERKENCE
-
-
[zarf]
Oldukça erken
- "Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Oldukça erken
- DÖNENCE
-
-
[isim]
Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika
- "Oğlak dönencesi. Yengeç dönencesi."
-
[isim]
Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika
- DİKENCE
-
-
[isim]
Dikenli balıkgillerden, tatlı su balıklarının küçük bir türü (Gasterostsus pungitius)
-
[isim]
Dikenli balıkgillerden, tatlı su balıklarının küçük bir türü (Gasterostsus pungitius)
- EZGİNCE
-
-
Ezgin bir biçimde olan
- "Münir, ezgince bir suratla: - Ne yapayım efendibabacığım, geçinme derdi bu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Ezgin bir biçimde
-
Ezgin bir biçimde olan
- ÇETİNCE
-
-
[sıfat]
Çetin
-
[zarf]
Çetin bir biçimde
-
[sıfat]
Çetin
- BEDENCE
-
-
[zarf]
Beden bakımından
-
[zarf]
Beden bakımından
- İMRENCE
-
-
[isim]
Herkesçe imrenilen şey veya kimse
-
[isim]
Herkesçe imrenilen şey veya kimse
- NARİNCE
-
-
[isim]
Tokat ve Amasya yöresinde şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
-
[isim]
Tokat ve Amasya yöresinde şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
- ÇEÇENCE
- ...
- DÜŞÜNCE
-
-
[isim]
Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, mülahaza, ide, idea
- "Anlaşmazlıklarda aracılığına, zor durumlarda düşüncesine başvurulur." (Tarık Buğra)
- "Köşemde beni ağır bir düşünce almıştır: yol arkadaşlarımın hepsinin evleri, köyleri var... Ben nereye gideceğim? Ne yapacağım?" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Rıhtımda bir aşağı bir yukarı dolaşanları seyre müsait bir iskemlede düşünceye daldım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dış dünyanın insan zihnine yansıması
-
Niyet, tasarı
-
Tasa, kaygı, sıkıntı
- "Sınıfta kalma düşüncesi uykumu kaçırdı."
-
İlke, yönetici sav
-
[isim]
Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, mülahaza, ide, idea
- DÜZENCE
-
-
[isim]
Sıkı düzen, disiplin
-
[isim]
Sıkı düzen, disiplin
- ÇEKİNCE
-
-
[isim]
Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek çekinmeyi gerektiren sebep veya durum, rezerv, ihtiraz
- "Karara çekincesi olduğunu belirtti."
-
[isim]
Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek çekinmeyi gerektiren sebep veya durum, rezerv, ihtiraz
- SERİNCE
-
-
[sıfat]
Az serin, serine yakın
-
[sıfat]
Az serin, serine yakın
- RUMENCE
- ...
- ZİHİNCE
-
-
[zarf]
Zihne göre, zihninin kavradığı biçimiyle
-
[zarf]
Zihne göre, zihninin kavradığı biçimiyle
- GÜVENCE
-
-
[isim]
Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti
-
Alınan sorumluluğa karşı olarak ortaya konulan şey
-
Birinin şüphelerini dağıtmak için söylenen inandırıcı söz, teminat
-
[isim]
Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti