Sonunda nak olan 7 harfli 22 kelime var. NAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nak olan kelimeler listesine ya da başında nak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAN
2 Harfli Kelimeler
AK, AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAĞANAK
-
-
[isim]
Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur
- "Evvelki gece sağanak başlayınca halazaden sevincinden göbek atıyordu." (Burhan Felek)
-
[isim]
Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur
- ALMANAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yıllık
- "Almanağın dörtte üçü istatistik ve grafiklerle dolu idi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yıllık
- BOĞANAK
-
-
[isim]
Sağanak, bora
-
[isim]
Sağanak, bora
- BULUNAK
-
-
[isim]
Adres
-
[isim]
Adres
- ÇOTANAK
-
-
[isim]
Üzerinde birçok fındık bulunan dal
-
[isim]
Üzerinde birçok fındık bulunan dal
- YAZANAK
-
-
[isim]
Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucunu, düşünceleri veya tespit edilenleri bildiren yazı, rapor
- "Bankaya ve bağlı kuruluşlarına el konulmasıyla ortaya çıkan genel durum konusunda istenen dördüncü bilirkişi yazanağı konusunda avukatlara söz verdi." (Tahsin Yücel)
-
[isim]
Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucunu, düşünceleri veya tespit edilenleri bildiren yazı, rapor
- BARINAK
-
-
[isim]
Barınılacak yer, melce
- "Sabahı eder etmez barınak derdine düştüm." (Haldun Taner)
-
[isim]
Barınılacak yer, melce
- BUKANAK
-
-
[isim]
Ayak
-
[isim]
Ayak
- TAPINAK
-
-
[isim]
İçinde ibadet edilen, tapınılan yapı, mabet, ibadethane, ibadetgâh
- "Somakiden saraylar, mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler ... kurarmışsın." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İçinde ibadet edilen, tapınılan yapı, mabet, ibadethane, ibadetgâh
- TAKINAK
-
-
[isim]
Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce
-
[isim]
Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce
- KORUNAK
-
-
[isim]
Tehlikeden kurtulmak, korunmak için yapılmış yer
-
Sığınılan, saklanılan yapı, mağara gibi yer
- "Öyle bir savaştayım ki sığınağı, korunağı yok." (Turan Oflazoğlu)
-
Koruyan, esirgeyen, saklayan kimse
-
[isim]
Tehlikeden kurtulmak, korunmak için yapılmış yer
- SUZİNAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir basit makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir basit makam
- ÇAĞANAK
- ...
- TUTANAK
-
-
[isim]
Meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi, zabıt, zabıtname
-
Bir durumu tespit eden veya edenler tarafından imzalanan belge, zabıt varakası
-
Birçok kimsenin imzaladığı rapor, mazbata
-
[isim]
Meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi, zabıt, zabıtname
- SIĞINAK
-
-
[isim]
Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce
-
Özellikle hava bombardımanlarından korunmak için yapılmış yer
-
Kötülüklerden koruyan, sığınılan kimse veya şey
-
[isim]
Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce
- BACANAK
-
-
[isim]
Eşleri kardeş olan erkeklerden her biri
- "Yusuf Ziya Ortaç ile Orhan Seyfi Orhon bacanaktır."
-
Dost, arkadaş
-
[isim]
Eşleri kardeş olan erkeklerden her biri
- YAŞANAK
-
-
[isim]
Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu araç, kuvöz
-
[isim]
Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu araç, kuvöz
- TAKANAK
-
-
[isim]
Alacak, borç
-
İlişki
-
[isim]
Alacak, borç
- YIĞINAK
-
-
[isim]
Bir şeyin biriktiği yer
-
Bir şeyin bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt
-
Bir hücreli bitkilerin bir araya gelerek oluşturdukları küme
-
[isim]
Bir şeyin biriktiği yer
- DAYANAK
-
-
[isim]
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
-
Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt
-
Destek, dayanak noktası
- "Söylenenleri destekliyor, onlara dayanak oluyordu." (Tarık Buğra)
-
Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel
-
[isim]
Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet